1,5 ay önce 84 kiloydum, bu sabah ise 71.6!

Umarım yazımı okuduktan sonra sabah yediğiniz poğaçalardan, televizyon karşısında atıştırdığınız yağlı, şekerli şeylerden vazgeçersiniz. Evet, şekerli yağlı şeyler çok lezzetli ama sağlıklı hayatın tadı çok daha güzel!

Ece Çavuşoğlu

Diyet yapmak istediğimi etrafındakilere söylediğimde hep aynı cümleleri duydum. Bu cümleler ve nasihatler  ‘Ekmeği, şekeri kes zaten kilo verirsin’, ‘Kızım diyetisyen ne diyo ki, ben sana söyliyeyim sabah 2 dilim kepekli ekmek…’, ‘Diyetisyene verdiğin paraya yazık’, ‘Her şeyden ye ama az, az ye’ ile zirve yapıp, ‘Diyet yapacaksın da ne olucak, bırakınca geri alacaksın, hem de 2 katını’ gibi ilginç öngörülerle devam etti. 

Başlangıçta bu sözlere cevap verirken, bir süre sonra duyduklarımdan o kadar sıkılmıştım ki, insanlara cevap bile vermemeye başladım. Duyduklarımın da etkisiyle çoğu zaman tek başıma zayıflamayı denedim. 1 ay kendime işkence ettikten sonra zayıflamayı başardığım da oldu, pazartesi sabah diyete girip salı akşamı pastaları, makarnaları götürdüğüm de… En sonunda dedim ki, bu tek başına yapılacak bir şey değil, beni birinin disipline sokması lazım. Bizler bazen gaflet ve dalaletle küçümsesek de, sağlıklı beslenmek gerçekten çok ciddi bir konu. 

Daha önce ilkokul 5. sınıftan başlayarak hayatımın çeşitli dönemlerinde farklı diyetisyenlere giderek zayıflamaya çalıştım, sonucu hep birlikte 84 kilo olarak gördük. Daha önceki zayıflama çabalarımda diyetin ilk 2 haftasında 2’şer kilo verip ayı kapatıyordum çünkü sonraki 2 hafta vücudumla cebelleşmekle geçiyordu. Diyet Günlüğü’nde Bersu Ekinci ile çalışmaya başladığım ilk haftada 6 kilo verdim ve bu bana mucize gibi geldi. Peki bu gerçekten mucize miydi? Ben daha önce 1 ayda ancak 4 kilo verebiliyorken şimdi aç kalmadan, 'şok diyet’ uygulamadan nasıl 1 haftada 6 kilo verebilmiştim? 

Ben dahil birçoğumuz diyet olduğunu düşünerek paketli satılan kepekli ekmeklere, ‘Light’ etiketli tüm ürünlere aldandık… Sabah kahvaltısında 2 dilim kepekli ekmeğe tost yapınca sağlıklı besleniyoruz zannettik. Diyetisyenler ve diğer doktorlar sürekli gazetelerden, televizyonlardan ‘3 beyazdan uzak durun’ uyarısında bulunuyor ama pirincin, ekmeğin yerine ne koyacağımızı söylemeyi unutuyorlar. Benim uyguladığım beslenme programında 3 beyaz gerçekten yok, ama bunların yerini alan karabuğday, kinoa ve yulaf gibi besin değeri yüksek tahıllar var. Eğer amacınız sağlıklı beslenmek ise yapacağınız en büyük yanlış belirli besin gruplarını tamamen hayatınızdan çıkarmak olur, bunun yerine sağlıklı ikame ürünleri tükettiğiniz zaman hem dengeli beslenmiş, hem de doğru şekilde kilo vermiş oluyorsunuz.

Bir başka konu da diyetteyken gelen tatlı krizleri! Bu beni de zorlayan konulardan biri çünkü sabah 6.30’da kahvaltı edip evden çıkıyorum ve saat 10’u geçtiğinde çoğumuzun muzdarip olduğu ‘bir paket bisküvi olsa da çayla, kahveyle yesem’ sendromunu yaşıyorum. Bu tür tatlı krizleri için Bersu, kuru meyveleri ve çiğ badem, ceviz gibi sağlıklı yemişleri tüketmemi önerdi. Yanında sade kahveyle 1 kuru kayısı, 10 tane çiğ badem yediğinizde hem üzerinizde ağırlık hissetmeden açlığınızı gideriyorsunuz, hem de vücudunuzu yapay şekerin zararlarından koruyorsunuz. Yani Bersu bana sağlıklı seçimleri öğretiyor, hangi besinler nasıl tüketilmeli artık çok daha bilinçliyim.Beni bundan 2 ay önce sabah ofise girerken bir elimde 2 açma ve çantama gizlediğim bir poşet dolusu bisküviyle görebilirdiniz. Şimdi ise çantamı karıştırdığınızda balık, elma, kuru kayısı ve çiğ badem bulabilirsiniz. Zaten benim diyet konusundaki en büyük şansım Bersu Ekinci ile tanışmam oldu. Bugüne kadar çevirisini yaptığım, okuduğum, araştırdığım tüm konuları beslenme programımda uyguladığını görebiliyorum. Onun amacı bana kalori hesabıyla bir liste yazıp ‘bunları ye zayıflarsın’ demek değil, bana hayatımın geri kalanında etkili olacak şekilde sağlıklı beslenmeyi öğretmek.  

Bersu ile diyet hakkında konuştuğumuz ilk gün bana aslında diyette olmadığımı ve yalnızca sağlıklı bir beslenme programı uygulayacağımızı söyledi. Şu sözleri duyduktan sonra artık içim çok daha rahattı, çünkü bu süreç boyunca bir kibrit kutusu yağsız peynire talim etmeyeceğimi biliyordum: "Ben diyetisyen değilim, bütünsel beslenme uzmanıyım. Dolayısıyla sana küçük hayat değişiklikleriyle nasıl beslenmen gerektiğini söylüyorum. Zorlamıyorum, sen dediklerimi uyguladıkça bir başkalaşım geçiriyorsun. Fiziksel ve ruhsal olarak. Yiyerek zayıflıyorsun. Baskı yok, üzülmek yok, hayal kırıklığı yok.” 

Aslında etrafımızdaki insanlardan yazının başında bahsettiğim klişe sözleri sürekli olarak duymamızın bir nedeni var. İnsanlar diyetisyenlerden bıktı çünkü, çevrelerinde kilo problemiyle boğuşan, o diyetisyenden bir öbürüne koşturan, zayıfladıktan 3 ay sonra verdiği kilonun 2 katını alan tonlarca örnek var. İşte tam da bu nedenle klasik bir diyetisyenle çalışmak yerine Bersu Ekinci ile yeme alışkanlıklarımı tamamen değiştirmeyi seçtim.

Çünkü o hiçbir yemeğe karşı değil, sadece alışık olduğumuz yiyecekleri sağlıklı alternatifleriyle değiştirmeme yardımcı oluyor, üstelik fazla kilolarımdan kurtulduktan sonra  koruma evresinde de ara ara 3 beyaza bile izin olacak! 

Bizlerin uygulamayı bilmediği püf noktası burada yatıyor... İşin sırrı bu besinleri ne kadar sıklıkta tüketebileceğimi, hangi besinlerle kombinleyeceğimi öğrenmem. Hayatım boyunca pizza, pasta ya da makarna yemeden yaşayabileceğimi sanmıyorum. Elbette bol çikolatalı bir pasta ve kahveyle keyif yapacağım bir pazar günü olacak, fakat burada önemli olan hatalı beslendikten sonra mideme indirdiğim lezzetli şeyler kiloya dönüşmeden ertesi gün ne yapmam gerektiğini bilmem ve hayatım boyuncu bu beslenme alışkanlığını sürdürebilmem. 

Bağımlı olduğumuz şeylerden ancak bilinçli bir beslenme uzmanının yardımıyla kurtulabiliriz. Haftada 1 gün kontrole gidip, 15 dakika içinde ‘Bunları yeme’ demekle iş bitmiyor. Bir gün moralimiz bozuk oluyor çikolataya koşuyoruz, bazı günler hiçbir şekilde doymuyoruz, tabakları tepeleme dolduruyoruz. ’Nasıl olsa haşlanmış kabak 2 tabak yesem de bir zararı olmaz’ gibi bir düşünceye kapıldığımız da çok oluyor, fakat kesinlikle doğru değil... Belki size garip gelebilir ama ben birçok öğünümde porsiyonlarımın fotoğrafını çekip Bersu’ya gönderiyorum. Eğer 7 kaşık sebze yemeği yemem gerekiyorsa gerçekten 7 kaşık tükettim, başlangıçta bir parça zorlandığımı itiraf ediyorum çünkü tabakları tepeleme doldurmaya alışmışız bir kere, midemize yetse bile bazen gözümüz doymuyor. Kendimde fark ettiğim en önemli şey ise tokluk hissi ile patlama sınırını karıştırıyor oluşumdu. Gerçekten ‘doymak’ ve ‘yemeği abartmak’ kavramlarının ne olduğunu anladım. Eskiden 1 tabak tepeleme makarna ile doyduğumu hissetmezdim ama şimdi 1 küçük kase çorbayla doyuyorum ve fazlasını tükettiğimde kendimi patlayacak gibi hissediyorum. 

Bunlar benim için gerçekten çok şaşırtıcı değişimler, eğer benim gibi sağlıksız yeme alışkanlıklarınız yoksa bu yazdıklarım size bir anlam ifade etmeyebilir… Bugün lafı biraz uzattım ama kilo vermeye çalışmak gerçekten de bilinçsizce yapılacak bir şey değil. Bugüne kadar sebebi yalnızca bilinçsiz beslenme olan ‘diyet yaptı böbrekleri iflas etti’, ‘yağ yerine kaslardan verdi’ gibi birçok negatif durumla karşılaştık. Daha sağlıklı bir yaşam hayali kurarken vücudunuza zarar vermemek için mutlaka bir profesyonelden yardım almanızı tavsiye ederim. Çünkü yalnızca iş sadece beslenme programıyla bitmiyor. İşin bir de motivasyon kısmı var! 

Artık güne başlarken sevgilime bol emojili bir  ‘Günaydın’ mesajı atmadan önce Bersu’ya tartımın fotoğrafını atıyorum. Gün içerisinde neler yiyeceğimi, ne yapmam gerektiğini konuşuyoruz. Geçtiğimiz 2 hafta benim için oldukça zordu, kilo verme hızım düştü, artık 2 günde 1 tartıda değişiklik görüyorum ve hızlı bir başlangıçtan sonra moralim bozulmadı desem yalan söylemiş olurum. Fakat Bersu’yla yaptığımız sabah mesajı seansları kendime olan inancımı her seferinde geri getirmeyi başarıyor. Onun pozitif enerjisiyle ve muhteşem motivasyon sağlayan desteğiyle güne başlamak harika. 

Bu hafta kan tahlillerimi yeniletmem gerekiyor. Bakalım vücudumda nasıl bir değişim meydana gelmiş, en çok bunun için heyecanlıyım. Yazının başında size kaç kilo verdiğimi söylemeyi unutmuş olabilirim ama belirtmeden geçemeyeceğim. Yalnızca 1,5 ay önce 84 kiloydum, bu sabah ise 71.6! Haftaya 60’lı kilolarda görüşmek üzere… Vücudunuza iyi davranın!

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar