ElmaElma'nın Seda Diker röportajı

Dünyanın en tatlı ilişki koçu Seda Diker'le yaptığımız çok özel röportajı okumadan geçerseniz çok şey kaçırırsınız...


Seda Diker, koçluğu ve kitaplarıyla ilişkilere adeta sihirli bir değnekle dokunuyor. Çok başarılı ve işini severek yapan bir kadın… Onun bu sevecen ve pozitif yapısı insanı bambaşka bir havaya sokuyor. Ondan etkilenmemek mümkün değil!


Seda Diker'i Aralık ayının sonlarına doğru çıkacak Duygu Simyacısı kitabından önce ofisinde ziyaret ettik. ElmaElma okurları için editörlerimizden Merve Evren, hem ilişkiler hem de son kitabı hakkında Seda Hanım ile bir röportaj gerçekleştirdi.

Keyifle okumanız dileğiyle…
16 1

Her ilişkide birçok sıkıntı oluyor… İki ay her şey çok iyi giderken birden tepetaklak durumlara gelebiliyoruz… Tam anlamda sağlıklı ilişki kavramı nedir ve ilişkimizi nasıl bu kavrama sokarız?

"İlişkiyi şöyle tanımlamam, gidin özgür bırakın kaçın kovalanın taktiklerini sevmiyorum. Kitaplarımdan dolayı böyle bir şey üzerime yapıştı ama gerçekten bu tip oyunlarla ilgilenmiyorum. Kendi ilişkimi manyetik alanla yönetiyorum ve bunu öneriyorum."

Nedir bu manyetik alan?

"Manyetik alan hepimizin etrafındadır. Yaşadıklarımız, bilinç altımız bir pil gibi manyetik alanı işliyor. Artı kutbun var, eksi kutbun var, değersizlik duygun var, kendini kurban konumunda görüyorsan sen orta noktada değilsin demektir.Kibirli tarafın seni, ' Benim gibi bir kadına bunlar yapılır mı?' diyerek dolduryosa, 'Yazık bana çıkış kapım yok' diye düşünme… Asla sadece kibirli ya da ezik durumda olamayız.

Duygu pillerini ve manyetik alanı çok iyi ögrendğim için, alanımı yöneterek ilişkilerimi düzenleyebiliyorum. Bakış açım, öğretim ve koçluk programımda tamamen bu alan üzerine.Sorunsuz ilişki diye bisey yok! Sorunu çok iyi yönetmek ve mutlu kalmak var."
16 2

Erkek arkadaşının bir hatasından dolayı güveni kırılanlar var. Üstelik partnerleri bu hataları aldırış etmeden üst üste de yapabiliyor. Dolayısıyla güven kırılması ve boşa çabalama hissiyatı geliyor kadınların üzerine… Bu sorunları olanlar için bir öneriniz var mı?

"Ben bu durumu ikiye ayırıyorum.

Öncelikle sorunlarınımızı gerçekten manyetik alandan halledebilirsek bir daha aynı sorun olmuyor.

Kendi içimizdeki duygu kutuplarına bakmak lazım. Artı eksi duygularımızı törpülersek, ortada kalmayı başarırsak karşındaki de değişecek.Karşımızdaki kişi eleştirel olabilir. Mesela benim eşim de öyleydi, çok eleştirirdi kendimi inanılmaz kötü hissederdim. Değersizlik duygumun uçlarını törpülediğim zaman bir de baktım eşim beni eleştirmez oldu."
16 3

"Değersizlik duygusu hissettiğin zaman nasıl savunma mekanizmaları kullandığın çok önemli. Mesela küsüyormusun, küsmeyeceksin kalbindekini cesaretle ifade edeceksin. Ama şunu da yapmayacaksın, pilinin öbür ucunda bir de öfke patlaması var susup susup birden bom diye patlıyorsan o da yanlış. Karsındaki yine değişmez!

Orta noktadan, kalbinden geçenleri onun gözünün içine bakıp 'Ya çok kırdın! Ben senden güzel şeyler bekliyorum' diyebilsen öfkesizce, karşı tarafta mıknatıs etkisi yaratıyor. Sen ışıkla hareket edersen ışıkla, onun karanlığıyla hareket edersen karanlığıyla olursun. Dolayısyla kalıcı değişim mümkün."
İkinci yöntem nedir?

"Daha seksi birşey! (Gülüyor).

Dişi ve eril davranış modelleri var. Bir kadının bir erkeğin içinde de ikiside mevcut ...

İş yerinde sosyal hayatta eril kullansak da erkeğimizin yanında dişi tarafımız ağarlıkta olmalı ki, karşımızda eril bir erkek görelim. Çünkü dişi dişiyi itiyor. Eril erili itiyor. Kadındaki erkeksi özelliklerle erkek itilir. Davranış modellerine çalışsak iyi olur."
16 4