CİSED 40 yaş sonrası seks ile ilgili inanışları açıkladı!

CİSED GENEL BAŞKANI PSİKOTERAPİST CEM KEÇE: “İLERLEYEN YAŞLAR, KADIN VE ERKEĞİN ‘AŞKIN SEKS’İ DENEYİMLEYEBİLECEKLERİ YAŞLARDIR!”

1. Cinsel istekleri azalır. “Yaşam gelişim ve değişimin sürekli olduğu bir süreçtir ve her yaş vücuda bazı farklılıklar getirir. 40’lı yaşlardan itibaren kadınların vücutlarındaki en önemli değişim hormonlarla ilgilidir. Değişen hormon seviyeleri belli bir miktarda cinsel istek kaybına neden olsa da aslında cinsel isteğin azalmasına etki eden en önemli faktör kadınların bu yaş döneminde cinsellik yaşamaya dair olumsuz algılarının yol açtığı psikolojik nedenlerdir.”
6 1
2. Kendilerini seksi hissetmezler. “Kadınlar yıllar geçtikçe vücutlarıyla daha barışık olur ve cinsel isteklerini daha rahat gösterirler. 40’lı yaşlardaki bir kadın yaşamda ulaştığı olgunluğu ve deneyimleri cinsellik açısından da kazanır. Cinsel deneyim ve doyum açısından zirve noktaya çıkar. Cinsellik onun sarayı, o da sarayın kraliçesidir. Cazibesini kullanarak partnerini nasıl baştan çıkaracağını bilmenin keyfini yaşar. Cinsel yaşamındaki yasakları kaldırır, fanteziler kurar ve cinselliğin tadına varır.”
6 2
3. Cinsellikten haz almazlar ve orgazm olamazlar. “40’lı yaşlardan sonra kadınlar genellikle orgazm taklidi yapma ihtiyacı duymadan gerçek orgazmı yaşarlar. Çünkü cinsel açıdan özgürleşirler. Bu özgürleşme doğurganlığın sona ermesi, hamile kalma endişesi olmadan ve doğum kontrol yöntemleriyle uğraşmadan özgürce seks yapabilme anlamına gelir. Kadının hamile kalma riski olmadan cinselliği yaşayabilmesi, cinsel isteğini arttırıcı, boşalma veya orgazm olmasını kolaylaştırıcı bir etki yaratır. Ayrıca, kadının iş, kariyer, aile, çocuklar gibi konularda belirli bir yaşam olgunluğuna erişmiş olması, sorumluluklarının ve kaygılarının azalması, kendine ve cinselliğe odaklanabilmesine olanak verir ve cinsellikten daha çok haz almasını sağlar.”
6 3
4. Menopoz döneminde cinsellik biter. “Menopoz genel anlamıyla kadının yumurtalıklarında yumurta üretiminin durmasıyla âdetin kesilmesi ve doğurganlık özelliğinin sona ermesidir. Bu dönemde olduğu düşünülen cinsel istek azalması, vücutta gerçekleşen biyolojik değişikliklerden çok, kadınların menopozu bir hastalık olarak görmeleri ve her şeyin bittiği şeklindeki yanlış inanışları yüzünden ‘eksik kadınlık, değersizlik, hastalıklı olma’ gibi duyguların hâkim olduğu depresyon ya da anksiyete belirtileri nedeniyle ortaya çıkar. Bu ruh hali içindeki kadının kendini kadın gibi değil, hasta gibi hissederek cinsel çekiciliğinin kalmadığını düşünmesi, partneri tarafından beğenilmeme kaygısı, cinselliği haz alacağı bir deneyim yerine, görev olarak görmesi kendisini de partnerini cinsellikten uzaklaştırabilir. Mevlana’nın dediği gibi; ‘Düşüncen konuşmana, konuşman hareketine, hareketin kaderine yansır; güzel düşün, güzel yaşa,’… ”
6 4