Burun tıkanıklığının sebepleri nelerdir?

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Murat Topdağ sürekli burun tıkanıklığı yaşamamızın nedenlerini anlattı...

Burun tıkanıklığının sebepleri nelerdir?

Burun tıkanıklığı kış aylarında sıkça yaşadığımız bir rahatsızlıktır. Genelde grip ve soğuk algınlığı gibi sebeplerle yaşanan bu durum aslında bambaşka şeylerin bir göstergeside olabilir. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Murat Topdağ burun tıkanıklığının sebeplerini anlattı...

 

BURUNDA KEMİK YA DA KIKIRDAK EĞRİLİĞİ

Burun tıkanmasında yapısal etkenlerin erişkinlerde görülen en sık nedeni, burun kemiği ve kıkırdak eğriliği oluyor. Genellikle de geçirilen herhangi bir kaza sonucu oluşuyor. Ayrıca yenidoğan bebeklerde de doğum sırasında burun zedelenebiliyor. Bu nedenle burun deformiteleri ve septum deviasyonları çok sık görülüyor. Eğer bu durum nefes almayı güçleştirirse cerrahi olarak tedavi edilebiliyor.

BURUN ETİ

Burnumuzun içinde "konka" adı verilen etler bulunuyor. Bu etlerin görevi burundan geçen havayı soğuksa ısıtmak, sıcaksa soğutmak, kuruysa nemlendirmek. Konkalar, burnun normal işleyişine göre bazen büyüyüp bazen de küçülüyorlar. Burun tıkanıklığı yapacak kadar büyümeleri genellikle alerjik veya iltihabi sebeplere bağlı olarak gelişiyor. Doç. Dr. Murat Topdağ, burun eti kaynaklı tıkanmalarda, konkaların küçülmesi için başlangıçta ilaç tedavisi uygulandığını belirterek, "Alerjiye bağlı konka büyümelerinde alerjinin tedavisi konkanın küçülmesini sağlayabiliyor. İlaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda ise ameliyat gerekebiliyor" dedi.

ENFEKSİYON

Soğuk algınlığı virüsler tarafından oluşturulan bir hastalık. Soğuk algınlığında burun mukozaları ödemleniyor ve sıvı salgılaması artıyor. Virüs enfeksiyonları sırasında burnun ve sinüslerin bakteri enfeksiyonlarına olan direnci azalıyor. Burun akıntısı berrak görünümünden sarı veya yeşile dönerse bu bakteriyel enfeksiyona işaret ediyor ve mutlaka doktora başvurulması gerekiyor. Kronik sinüs enfeksiyonlarında ağrı gelişmeyebiliyor. Fakat burun tıkanıklığı ve burun akıntısı sürekli devam ediyor. Bazı hastalarda sinüslerden polip denilen yapılar gelişiyor. Hastalık aşağı havayollarına da yayılarak kronik öksürük, bronşit ve astıma neden olabiliyor. Akut sinüzit genellikle antibiyotik tedavisine cevap veriyor, kronik sinüzitte ise çözüm çoğunlukla cerrahi tedavi oluyor.

ALERJİK RİNİT

Alerji, bağışıklık sistemimizin polen, ev tozu akarı, hayvan tüyleri ve bazı besinler gibi yabancı bir maddeyi vücudumuz için tehlikeli bir madde gibi algılayarak aşırı reaksiyon göstermesi nedeniyle oluşuyor. Alerjiye hedef olan önemli organlardan biri ise burundur. Alerjik reaksiyon sonucunda burun tıkanıklığı, peş peşe hapşırma ve burun akıntısı oluşuyor. Polenler ilkbaharda ve sonbaharda sorun oluştururken, ev tozu ise bütün bir yıl boyunca rahatsız edebiliyor. Alerjik rinit için en ideal tedavi, mümkünse şikayetlere neden olan etkenlerden uzak durmak. Çeşitli medikal tedavilerle hastada görülen yakınmaları büyük oranda tedavi etmek mümkün olabiliyor.

VAZOMOTOR RİNİT

Burundaki kan damarlarıyla ilgili burun tıkanıklığı sebebidir. Alerji, enfeksiyonlar ve bunlara bağlı nedenler, burun damarlarının genişlemesine ve vazomotor rinite yol açabiliyor. Bunların yanı sıra stres, tiroit fonksiyonlarında yetersizlik, hamilelik, bazı tansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları ve bazı burun açıcı damlalarının aşırı ve uzun süre kullanımı diğer sebepler arasında yer alıyor. Medikal tedaviden sonuç alınamayan durumlarda cerrahi seçenekler düşünülebiliyor.

TÜMÖRLER

Burnun içerisinde bulunan tümörler, acil olarak tedavi uygulanması gereken ve ciddi burun tıkanıklıkları yaratan durumları oluşturuyor. Daha önce burun tıkanıklığı şikayetleri olmayan, herhangi bir enfeksiyon ya da travma öyküsü bulunmayan kişilerde, sonradan ortaya çıkan, özellikle tek taraflı burun tıkanıklıklarında ve tek taraflı tekrarlayan burun kanaması durumlarında bir an önce hekime başvurmak çok önemli. Doç. Dr. Murat Topdağ, öncelikle endoskopik muayene ve ileri görüntüleme yöntemleriyle ve gerekli görüldüğünde yapılan biyopsi ile kesin tanıya ulaşılarak gerekli tedavilerin hızlıca uygulanması gerektiği uyarısında bulundu.

 

Yorumlar