Neden örümcekten korkarız? Bu korkunun kaynağı nedir?

Üzerine yüzlerce korku filmi çekilmiş olan örümcekten neden korkarız hiç düşündünüz mü? İşte bilimsel açıklaması...

Neden örümcekten korkarız? Bu korkunun kaynağı nedir?

Ahh o örümcekler... Adını söylerken bile tüylerimizi ürperten varlıklar. Nedendir bilinmez uzun yıllardır üzerine binlerce korku filmi çekilmiş, yüzlerce kötü hikaye anlatılmıştır. Bir ısırığı ile bizi öldüreceğine inandığımız, ağlarının arasına bizi sıkıştıracağına inandığımız bu varlıklardan neden bu kadar korkuyoruz hiç düşündünüz mü?

Evrimsel psikologlara göre; çevremizdeki başka bir şeye dikkat etmesek bile,  örümcekler; insanların özellikle alışkın olduğu evrimsel devamlılığı olan atasal bir risktir. Hepsinden öte, geçen yıl Evolution and Human Behavior ‘da yayımlanan bir çalışmaya göre; Afrika’daki atalarımız milyonlarca yıl boyunca bu sekiz bacaklı yaratıklarla aynı yaşam alanını paylaşmıştır ve örümceklere özgü gelişen bu tetikte olma halinin temelinde; onları hayatımız için tehlike arz eden öldürücü ısırıklara sahip canlılar olarak görmemiz yatıyor olabilir.

Tek bir ısırık, kurbanını başka tehditlere karşı savunmasız hale getirebilen günlerce sürebilecek bir güçsüzlüğe sokabilir, hatta öldürebilir. Dolayısıyla örümcekleri fark etme yetisi (şuan o kadar olmasa bile) çok uzun yıllar önce bir avantaj haline gelmiş olabilir.

İnsanların örümcekleri fark etmeye özgü bir göze sahip olup olmadıklarını test etmek için, bilimciler; bilgisayar ekranında gösterilen çizgilere bakmalarını ve en uzununu seçmeleri gibi basit bir görevi yerine getirmeleri için üniversite öğrencilerini bir araya topladılar. Deneklerin görevi 3 defa tekrarlamalarının ardından, tekrar yapmaları istendi. Bu kez çizgilere ek olarak ekranda başka bir nesne daha anlık olarak gösterildi. Bu nesne neredeyse göz açıp-kapama kadar kısa bir sürede, 200 milisaniyede ekranda belirip yok oldu.

Çizgi-kıyaslama görevi deneklerin dikkatini tamamen çalışmaya çekme noktasında oldukça başarılı bir teknikti. Eğer gösterilen nesne örümcek yerine bir enjektör resmi olsaydı, deneklerin %15’inden daha azı bu nesnenin ekrandaki yerini belirleyebilmiş ve onu tanımlayabilmişti. Benzer şekilde, yalnızca %10’luk kısım sinek resminin yerini saptayabilmiş ve tanımlama yapabilmişti. Öte yandan ise, deneklerin yarısından fazlası gösterilen örümcek resmini farketmiş, yerini saptamış ve onu tanımlayabilmişti.

Çalışmanın öncülerinden evrimsel psikolog Joshua New:

“Etrafta dolaşıyorsanız ve yerde bir tane örümcek ve bir iğne var ise, örümcekten ziyade iğneye basma eğilimi gösterirsiniz” diyor, –birçok insanın iğne vurulma korkusuna sahip olmasına rağmen...

Yorumlar