Çocukların karnesi, ebeveyn ve öğretmenlere de bir geri bildirim!

Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nüket İşiten, iyi karnenin nasıl ödüllendirilmesi gerektiğini ve kötü karnenin sonrası nelerin göz önünde bulundurulması gerektiğini anlattı.

Karnedeki sonucun dönem içinde gösterilen akademik performansın derecelendirilmesi olduğunu belirten Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nüket İşiten, “Karne çocuk için bir etiketleme değildir. Değişebilir bir sonuçtur. Çocukların karnesinde zayıfı olabilir. Nedenlerine objektif olarak bakıp araştırılmalı, çocuğa ve nedene özel çözüm yolları bulunmalıdır” dedi.

“Çocukların karnesinde zayıfı olabilir. Nedenlerine objektif olarak bakıp araştırılmalı ve çocuğa ve nedene özel çözüm yolları bulunmalıdır. Sorun çocuktan- okuldan- aileden kaynaklanıyor olabilir. Zihinsel yetersizlik, dikkat eksikliği, özel öğrenme güçlükleri, sorumsuzluk, ailenin ilgisizliği, okulun niteliği vb. hepsi gözden geçirilmelidir. Çocuğa ve yaşanan duruma özel çözüm araştırılmalıdır.


Karne çocuk için bir etiketleme değildir. Değişebilir bir sonuçtur. Karnedeki sonuç iyi veya kötü o dönemde gösterilen akademik performansın derecelendirilmesidir. Olumlu veya olumsuz sonuç o dönemin nasıl geçirildiğinin sonucudur. Karnedeki sonucun doğru değerlendirilerek anlaşılması önemlidir.”


Karne sadece çocuk değil, ebeveyn ve öğretmen için de bir geri bildirimdir!


Karnenin sadece çocuğun ders durumunu gösteren, yaptıklarının ara değerlendirmesini gösteren bir belge olmadığını belirten Yrd. Doç. Dr. Nüket İşiten, “Aile için de bir geri bildirim özelliği taşır. Ailenin de derslere, çocuğa ve okula bakış açılarının ve oradaki bütün emeklerin geri dönüşüdür. Karne ile birlikte veliler de eğitim dönemi içinde neler yaptılar, ne kadar yaptılar, yaptıklarından neler işe yaradı, neler işe yaramadı gibi tüm çabalarla ilgili bir geri bildirim almış oluyorlar ve kendilerine de bir geri dönüp bakmaları gerekiyor.


Kötü karne sadece öğrenciye ait bir şey değil, ailenin de çocukla ilgili eğitim sürecinde yaptıklarının bir değerlendirmesini yapması gerekiyor. Karne yolunda gitmeyen şeylere işaret ediyor, bir geri dönüş sağlıyor. Anne ve babaların kendi eksiklerini gözden geçirmeleri lazım.”


İyi karnede ödül ne olmalıdır, ödülün sınırı ne olmalı?
 

İyi karne getiren bir çocuğa verilen ödülde de abartıdan uzak durulması gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. İşiten, “Ödül sözü çok çekiştirilen ve yanlış yorumlanan bir kavram. Elbette olumlu bir davranışı pekiştiren bir etken olmalıdır. Ancak bu her zaman para ile alınan bir şeyler olmamalıdır. Gerçekte olması gereken çocukta sorumluluk bilinci ve özdenetim, çalışma alışkanlıklarının yerleşmesidir” diye konuştu.


Tatil iyi değerlendirilmeli

Yrd. Doç. Dr. İşiten, bir dinlenme dönemi olan tatilin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek “Adı üzerinde elbette tatil gibi geçirilmeli ancak ara dönem olduğu için okul ve çalışma alışkanlıklarından soyutlanmadan yapılmalıdır. Aşırı çalışma temposu sonraki döneme başlarken çocuğun motivasyonunu olumsuz etkileyebilir. Ama bunun tersi de göz önünde bulundurulmalıdır.” diye konuştu.

İki haftalık tatilin hem dinlenme hem de ders konusundaki eksikliklerin giderilmesi açısından değerlendirilmesi gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Nükhet İşiten, şu önerilerde bulundu:

“Mutlaka bir plan olmalı ama okul döneminde olduğu gibi çok katı ve sert, şu saatten şu saate kadar şu yapılacak gibi bir keskinlikte olmamalı ama belli bir zaman dilimi içinde bazı işlerin kotarılması ve bitirilmesi gerektiğini planlamak gerekiyor. Tabi bu planı yaparken de ailenin ‘o planı şimdi yapacaksın, şu kadar ödev yapacaksın’ gibi ya da ‘zayıf olan dersin için şu soruları çözeceksin’ gibi bir dayatma şeklinde olmaması gerekiyor. Tatili birlikte zaman geçirebilecek bir fırsat olarak değerlendirmek lazım.


Çocuğa iç görü kazandırılmalı!


Bu planları yaparken çocuk hangi yaşta olursa olsun birlikte karar verilmeli. ‘Seninle gezelim, sinemaya gidelim, evde oturalım film seyredelim’ ama bunun yanı sıra daha düşük not aldığı ya da zayıf olduğu dersle ilgili de ‘Bu dersi nasıl destekleyebiliriz, bu dersle ilgili ne yaparsak senin için faydalı olabilir’ gibi onun da fikrini alarak bu sorumluluğun içine dâhil etmeliyiz. Çocuğun kendisiyle ilgili bir iç görüsünün olması lazım, ‘Karne benim sorumluluğum. Benim şu dersim zayıf, ben bunu şöyle desteklemeliyim’ gibi iç görüsüne de sahip olması lazım.”