Isırıyor, tırmalıyor ve vuruyor mu?
Çoçukların hırçın davranışları ve etrafa verdikleri fiziksel zararlar görmezden mi gelinmeli yoksa çocuk psikolojik tedavi mi görmeli? Ergen Psikiyatristi – Psikoterapisti R. Hülya Bingöl çocuklarda şiddetin nedenlerini anlatıyor.
Isırıyor, tırmalıyor, vuruyor… Görmezden mi gelinmeli, yoksa
çocukta bir sorun mu var? Çocuk ve Ergen Psikiyatristi –
Psikoterapisti R. Hülya Bingöl, konuyla ilgili birçok annenin merak
ettiği konular hakkında bilgi veriyor.
Son yıllarda okullarda bildirilen şiddet olaylarının sayısında
önemli bir artış gözlemlenmiştir. Şiddet olayları artık
anaokullarında, oyun parklarında günlük hayatın bir parçası
olmuştur. Bu geçekten bir sorun mudur? Daha güçlü çocuklar
zayıfların elinden oyuncaklarını sormadan çekip alıyorsa buraya
biraz daha dikkatli bakmamız gerekmektedir.
Çocuklarda şiddet ve öfke
nasıl kontrol altına alınır?
Şiddet ve agresyon terimlerini birbirinden ayırmamız bize yardımcı
olacaktır. Çünkü şiddet ve ve şiddet eğilimi yaşadığımız çağın bir
formudur. Buna karşın agresyonu yaşayabilmek, agresyonu
gösterebilmek ve buna karşı koyabilmek çocuklarımız için yeryüzünde
kendilerini saydırmanın ön koşuludur.
Agresyonlar çocukların kendilerini geliştirmeleri için gerekli olan
güçleridir. Yani agresyonları her zaman yıkıcı, yaralayıcı
değildir. Çünkü agresyon bir duygusal formdur, kısa sürelerde
etkilenebilirler ve kesilebilirler. Çocuklar, agresyon duygularıyla
başa çıkmayı ebeveynlerinden öğrenirler. Bu durum biz erişkinlere
boyutlarını çoğu zaman fark edemediğimiz bir sorumluluk yükler.
Agresyon ile başa çıkabilmeyi yapıcı yönden değerlendirebilirsek
çocuklarımız için benlik oluşumuna eşlik eden değerli bir yapılanma
olduğunu görürüz. Agresyonu ile başa çıkabilmeyi öğrenen çocuklar
yaşamda ayakta durabilmek için gerekli yapılanmaya sahip olmuşlar
demektir.
Bu çocukların şu özellikleri
vardır:
• Meraklı gözlerle etraflarını araştırırlar.
• İnsanlar ile ilişkileri açıktır.
• Duyguları ile başa çıkabilirler.
• Sınırlarını bilirler ve geri çekilmeyi bilirler.
• Dengeli sosyal davranışları vardır.
• Diğer kişilere saygı ile davranırlar.
• Korkuları azdır.
• Kendilerini ve diğer çocukları koruyabilirler.
Çocukların agresyonları ile
başa çıkabilme kılavuzu
• Bizler anne baba olarak bazı alışkanlıklarımızı değiştirerek
çocuklarımıza iyi örnekler oluşturabiliriz. Oyun parklarındaki
çocukların arasındaki agresif davranışları görmezlikten
gelebiliriz. Çünkü agresif çocuklarda çoğunlukla düşük özgüvene
rastlarız. Kendilerine çok fazla güvenmezler ve etraf tarafından
beğenilmeyi, fark edilmeyi beklerler. Agresif davranışları
sayesinde beğenilmeseler bile en azından dikkat çekmeyi başarırlar.
Ve böylece şiddet eğilimine devam ederler. Bu yüzden tırmalayan,
ısıran, tekme atan çocukları dikkatimizle ödüllendirmemeliyiz. Tam
tersine bu kötü davranışlarını kesin tavırlarla ve mantıklı
açıklamalarla değersizleştirmeliyiz. Şiddete maruz kalan çocuğa
dikkat etmeli ve onu teselli etmeliyiz. Böylece şiddet eğilimi
gösteren çocuk normal sosyal davranışın ne olduğunu
öğrenebilir.
• Bazı anneler çocukların kavgalarında geri çekilirler ve böylece
istemeden çocukların şiddet isteğini artırırlar. Burada annelerin
isteği çocukların kendilerini savunmalarını öğrenmeleridir. Haksız
kavgalarda ilgilenmezsek, zayıf çocukların sindiği ve güçlü
çocukların üste çıktığı bir şiddet kültürünü desteklemiş oluruz.
Ama çocuklar çelişkilerini şiddet göstermeden çözecekleri önerilere
ihtiyaçları vardır. Bunu da karşı tarafın ailesiyle konuşarak
çözümlemek şiddetsiz sorun çözmek açısından iyi bir örnek
olacaktır.
• Çocukların kavga etmesini önlemek söz konusu değildir. Çünkü
tartışmalarda çocuklar kendi sınırlarını algılarlar, kendilerini
ortaya koyarlar ve diğer çocukların kendilerinden beklentilerine
karşı koyabilirler. Başarılı bir şekilde çözümlenen bir çelişki
çocuklara cesaret ve özgüven verir. Yapıcı bir şekilde kavga etmeyi
bilen çocuklar daha çabuk başarırlar. Adil bir kavga çocukların
ilişkilerini de güçlendirir. Bu nedenle biz büyükler kavga ne kadar
şiddetli olursa olsun sonunu beklememiz ve sabırlı olmamız
gerekmektedir. Bunu yanında yaralayıcı davranışlarda sınırları yine
bizim koymamız gereklidir.
• Burada agresyon veya şiddetten bahsederken sadece fiziksel
şiddeti ortaya koymuyoruz. Psikolojik şiddet de çocuklara zarar
veren bir unsurdur. Bu nedenle çocukların sözle şiddete maruz
kaldığını fark edersek mutlaka önleyici girişimlerde
bulunmalıyız.
• Çocuklar davranışlarını ebeveynlerine göre ayarlarlar. Bu nedenle
hiçbir zaman yetiştirme metodu olarak şiddeti kullanmamalıyız.
Cezalandırmak yerine ısıran veya tırmalayan çocuğa yapıcı çözümler
bulmak ve göstermek gereklidir.