Estetiğin yeni keşfi: Mikrobotoks
Artık mimikleri kaybetmeden kırışıklardan kurtulmak ve güzelleşmek mümkün!
Dünyada en çok uygulanan estetik işlem olma özelliğini koruyan
Botoks enjeksiyonlarının uygulama ve kullanım alanları her geçen
yıl daha da artıyor. Botoks’un seyreltilmiş dozlarda deri içerisine
daha yaygın bir şekilde enjekte edilerek uygulandığı yeni hali ise
‘Mikrobotoks’ oldu. Yöntem ile ilgili bilinmeyenleri
Estetik Plastik Cerrahi Derneği (EPCD) Başkanı Prof.
Dr. Akın Yücel anlattı.
Botoksun etkin maddesinin, Botilismus toksin-A adı verilen bir
bakteri toksininin saflaştırılmış hali olduğunu, adale hücreleri
üzerinde etkisini gösteren bu maddenin sinir bağlantılarını bloke
ederek kası bir süreliğine felç ettiğini belirten Prof. Dr. Akın
Yücel, “Bu özelliği ile Botoks önceleri şaşılık tedavisinde, yutma
bozukluklarında ve makat çatlaklarının tedavisinde kullanıldı.
Yüzdeki mimik çizgilerini önlediği fark edilip kozmetik amaçlı
kullanılmaya başlandıktan sonra ise dünyada en yaygın kullanılan
ilaçlardan biri oldu. Sadece adaleleri değil, deride yer alan ter
bezlerini de etkilediğinin anlaşılması sonrasında koltuk altı ve
el-ayak terlemelerini azaltmak için kullanıldı. Migren tedavisi
için iyi bir çözüm oldu” diyor.
Henüz çok yeni bir kavram olan Mikrobotoks uygulamasının klasik
Botoks uygulamasından en büyük farkı ise cildi hedefliyor olması.
Mikrobotoks uygulamalarında Botoks’u daha seyreltilmiş dozlarda
adaleye değil, cilde enjekte ettiklerini anlatan Yücel, “Bu da
mimik hareketlerini tam olarak ortadan kaldırmadan ciltteki ince
kırışıklıkların giderilmesini sağlıyor. Uygulama ile hasta
mimiklerini kaybetmeden kırışıklıklarından kurtulmuş oluyor”
dedi.
Dekolte bölgesinde de
uygulanıyor…
Mikrobotoks uygulaması ile sadece göz çevresi ve alında değil,
yanaklarda, çene kenarlarında, boyunda ve dekolte bölgesinde çok
etkili sonuçlar aldıklarını belirten Yücel, şöyle devam ediyor:
“Mikrobotoksta, adalenin ciltle bağlantısı olan yüzeysel kısmının
çalışması önleniyor. Buna, ter ve yağ bezlerindeki küçülmeden
kaynaklanan cilt sıkılaşmasının etkisi de ekleniyor ve sonuçta yüz
genel olarak toparlıyor. Çene kenarlarındaki yığılmalar azalıyor.
Cilt daha az yağlı, daha sıkı bir görünüm kazanıyor, kırışıklıklar
azalıyor. Yağ bezleri küçüldüğü için sivilce ve siyah nokta
gelişimi azalıyor. Ciltteki gözenekler küçülüyor ve tüm yüz ve
boyun cildinde genel bir toparlanma ve sıkılaşma oluyor.
Mikrobotoks uygulamaları klasik Botoks uygulamasına ek olarak ya da
tek başına yapılabiliyor”.
Yöntemin diğer uygulama alanları ise kabarık yara izleri ve
keloidlerin tedavisi. Yaranın kasılmasına sebep olan hücrelerin
çalışmasını önleyerek yara izlerindeki kabarıklığı ve gerginliği
azaltan uygulama özellikle kortizon ve lazer tedavisi ile birlikte
kullandığında başarılı sonuçlar veriyor.
Uygulamanın Botoks konusunda deneyimli ve yetkili hekimlerce
yapılmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Akın Yücel, yüz
ifadesini kaybetmeden daha doğal bir gençlik kazandıran Mikrobotoks
uygulamalarının giderek yaygınlaşacağına inandığını söylüyor.
Prof. Dr. Akın Yücel ve yaklaşımları hakkında daha fazla bilgiye
yenilenen www.akinyucel.com web adresinden ya da 0 (212) 236 12 92
numaralı telefondan ulaşılabilir.