Kırışıklıklara karşı dolgu mu botoks mu?
Son yıllarda estetik ve güzellik uygulamalarında doğal dokunuşlar ön plana çıktı. Estetik olduğu anlaşılmayan ameliyatsız yöntemler giderek daha fazla kullanılmaya başlanırken dolgu ve botoks cerrahinin yerini önemli ölçüde aldı.
Yüz estetiğinde trendlerin çok sık değiştiğini ve her geçen gün
yeni uygulamalarla karşılaştığımızı belirten Estetik ve Plastik
Cerrahi UzmanıDoç. Dr. Serhan Tuncer, yıllar içinde değişmeyen tek
şeyin ise doğal güzellik arayışı olduğunu vurguladı. Doç. Dr.
Serhan Tuncer, “Kadınlar estetikli ve yapılmış yüz görüntüsünden
ziyade daha genç, daha doğal ve daha sağlıklı görünen bir yüze
sahip olmak istiyor” dedi.
Hedeflenen doğal güzelliğe en
etkili yöntemler
Yanlış bilinenin aksine dolgu ve botoksun, doğru uygulandığı
takdirde hedeflenen doğal güzelliği elde etmek için
kullanılan en etkin yöntemler olduğunu ifade eden Doç. Dr. Serhan
Tuncer, şunları söyledi: “Artık kadınlar yoğun iş hayatı
koşuşturmacası içerisinde estetik ameliyatlara zaman ayıramamakta,
daha basit ama cerrahiye yakın sonuçlar veren uygulamalar peşinde
koşmaktadır. Enjeksiyon şeklinde çok kısa sürede uygulanan,
herhangi bir iyileşme dönemine ihtiyaç duyulmadan günlük sosyal
yaşantıya hemen dönmeye imkan veren dolgu ve botoks uygulamaları
uzun yıllardır güvenle kullanılmakta ve yeni uygulama teknikleri
sayesinde çok daha iyi ve doğal sonuçlar alınabilmektedir.”
Herkesin kırışma şekli
farklı!
Dolgu ve botoksun ne olduğu tam olarak bilinmediğinden zaman zaman
birbirleriyle karıştırıldığını anlatan Doç. Dr. Serhan Tuncer, her
iki yöntemin hem içeriklerinin hem etki mekanizmalarının hem de
yüzdeki kullanım amaçlarının birbirlerinden tamamen farklı olduğunu
belirtti. Botoksun yüzdeki mimik kaslarını geçici olarak
zayıflattığını, bu sayede ince mimik çizgilerinin yumuşamasına ve
kırışıklıkların azalmasına neden olduğunu kaydeden Doç. Dr. Serhan
Tuncer, botoks ve dolgu uygulamalarında dikkat edilmesi gereken
noktaları şöyle özetledi:
“Botoks uygulamaları hastaya özgü olmalıdır. Herkesin mimik
alışkanlıkları, mimik kaslarının kuvveti birbirinden farklıdır. Bu
nedenle de herkesin kırışma şekli farklı farklıdır. Hastaya göre
belirleyeceğimiz tedavi planıyla çizgileri azaltmayı ve yumuşatmayı
sağlarken doğal yüz görünümünü de korumayı hedefliyoruz. Botoksun,
yaklaşık 4-6 ay içerisinde etkisi azalarak kaybolur ve bu dönem
sonunda uygulama tekrarlanır. Dolgular ise daha çok yüzde hacim
kaybı olan bölgelerde tercih edilir. Çok farklı maddelerden
üretilen dolgu maddeleri mevcuttur. Bunlar içerisinde bugün en
güvenli olduğu bilinen ve normal dokuya benzerliğiyle en doğal
sonucu veren hyaluronik asit içeren dolgulardır. Aslında insan
vücudunda da bulunan hyaluronik asitin labaratuvar ortamında yüksek
teknolojiyle üretilmesi sonucu elde edilen dolgular enjektör
içerisinde uygulamaya hazır halde kullanıma sunulmaktadır. Normal
insan dokusuna en uyumlu olan, en az reaksiyon ve allerjik etkilere
sebep olan hyaluronik asit dolgular uygulandığı bölgede 12-18 ay
kadar kalarak etkilerini göstermektedir. Vücutta erimeyen ve kalıcı
olan dolguların ise çok fazla reaksiyona sebep olduğu vücudun
bunları kabul etmeyerek tedavisi zor komplikasyonlara sebep olduğu
görülmüştür. Bugün dünyada kalıcı dolgular tamamen terk
edilmiştir.
Botoksun ve dolgunun etkileri ve uygulama alanları birbirinden
farklı olmakla birlikte çoğu zaman birarada kullanılmaktadır.
Yüzdeki yaşlanma etkileri bir bütün olarak düşünüldüğünde bu iki
uygulama birbirini tamamlayıcıdır ve kombine olarak uygulandığında
yüzün bütününü gençleştirirken yüzün estetik üniteleri arasında
daha doğal ve yumuşak geçişler elde etmeye olanak verir.
Dolgu ve botoks uygulamalarından en iyi sonucu alabilmek için,
bilinçli hasta, deneyimli uygulayıcı ve doğru ürün üçgeninin
tamamlanması gerekir.”
Botoks ve dolgunun kullanım alanları
· Mimik
çizgileri yüzün daha çok üst yarısında oluştuğundan botoksun en çok
uygulandığı yerler, kaş arası ve alındır. Ancak yüzde, bunlar
dışında da uygulama alanları vardır.
· Dolgu
uygulamalarından en çok faydalanılan bölgeler ise dudaklar, elmacık
kemiklerinin üzeri, orta yüz bölgesi, göz altı oluğu, yanak-dudak
kenarı arasındaki çizgiler, yanaklar, kaşlar ve çenedir .
Neden dolgu tercih
ediliyor?
Yıllar içinde yaşlanan yüz hem hacim kaybetmekte hem de
yerçekiminin etkisiyle bazı yapılar yer değiştirmektedir. Bunun
sonucunda da yüzde bazı oluklar, çukurlar ve derin çizgiler oluşur.
Bu çizgiler ince mimik çizgilerinden farklıdır. Yüz dolguları,
sadece bu çizgileri doldurmak amacıyla değil ayrıca yüzün kaybolan
hacmini yerine koyar, dokuları kaldırma (lifting) etkisiyle aşağıya
doğru yer değiştirmiş yapıları tekrar eski yerlerine alır ve
hyaluronik asitin cildi canlandırma etkisiyle deri kalitesini ve
parlaklığını artırır.
Kaliteli dolgunun farkı
Piyasada çok sayıda hyaluronik asit dolgusunun bulunduğuna işaret eden Doç. Dr. Serhan Tuncer, her üretici firmanın bu ürünü farklı teknolojiler kullanarak ürettiğini söyledi. Kaliteli bir dolgunun yüz gençleştirme etkilerini sağlarken uygulandığı dokuda yumuşak ve doğal bir his vermesi ve dokunulduğunda ele gelmemesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Serhan Tuncer, “Bunları sağlayan üst düzey teknolojiyle üretilmiş, çok kaliteli dolgu maddeleri bulunmaktadır. Bir hekim tarafından uygulanması gereken bu dolgular hakkında uygulama öncesinde mutlaka doktorunuzdan detaylı bilgi isteyin” dedi.