Oğlunu kaybeden Ebru Şallı Ayşe Arman'a açıklamalarda bulundu birileri içime ateş topu atmış!
Geçtiğimiz ay oğlu Pars'ı kaybeden Ebru Şallı, Anneler Günü için gazeteci Ayşe Arman'a yürek yakan açıklamalarda bulundu.
Kısa bir süre önce 9 yaşındaki oğlu Pars'ı lenf kanserinden dolayı kaybeden acılı anne Ebru Şallı evine kapandı. Yaşadığı süreci Ayşe Arman'a anlatan Şallı "Hayatta hep güçlü durmaya çalıştım, küçüklükten beri güçlü bir yapım var. Ama bu, başka bir şeymiş… Hiçbir acıya benzemiyormuş! Bitiyorsun! Üstelik daha çok başındayım her şeyin. Bugün 22. gün. Hayatta olmadığını, nefes almadığını, bana, "Güzel annem" diyemeyeceğini, o tatlı gözleriyle derin derin bakamayacağını kabul edemiyorum. Ben Ponçik'le yaşıyorum hala…" dedi.
Arman'ın hala hastanede gibi mi geliyor sorusu üzerine
şu cevabı verdi:
"Evet. Biz iki yıl çektik bu hastalığı, hastanede yaşıyor gibiydik.
Son üç ayımız kötüydü. Ama hastane sürecinde çok güzel günlerimiz
de oldu. Şimdi de sanki hala orada, sanki gidip görebilirim… Oysa
Ponçik, Zekeriyaköy'de bir mezarlıkta… Toprağın altında… Mezar
taşında, 10 yaşındaki oğlumun adını gördüğümde inanamıyorum… 10 yaş
nedir ki?! Küçücüktü daha… Daha önünde yaşayacağı bir hayat vardı…
Doyamadım oğluma… Hiçbirimiz doyamadık… (Ağlıyor) Sık sık gidiyorum
yanına."
''Sanki beni duyuyor gibi geliyor''
"Sohbet ediyorum. Sanki beni duyuyor gibi geliyor. Allah'tan yemyeşil bir yer, kuşlar ötüyor filan, mezarlığın güzeli olmaz ama burası, küçük bir çocuğu korkutmayacak bir yer. Ponçiğimin enerjisi çok güzeldi, mezarlığının enerjisi de öyle. İşte orada dua ederken, "Evet ya, gitti!" diyorum. Artık hastanede ve hayatta olmadığını ancak mezarlıktayken idrak edebiliyorum… Ama normal di mi? Çok yeni daha. Kafam gidip geliyor. Durup dururken ağlamaya başlıyorum mesela. Kabullenme sürecindeyim belki de. Gerçi 2 yıldır acı çekiyordum. Yansıtmamaya çalışsam da gerçek bu"
Biri içime ateş atmış gibi'
"Hissettiğim acı, işte o ateş topu…" diyen Şallı acısını şu
sözlerle ifade ediyor: "Birileri, içime atmış gibi. Üzerinde
alevler olan bir top. Oradan oraya çarpıyor içimde. Dönüyor
dönüyor, tüm vücudumu sarıyor. Sonra kora dönüyor, o koru da
hissediyorum. "Bitti mi yoksa?" derken, yangın tekrar başlıyor.
İlacın ya da herhangi bir şeyin fayda edeceğini düşünmüyorum. Belki
mental olarak bir süre edecektir. Ama sürekli ilaçla da yaşanmaz.
Yapacak bir şey yok, ateş düştüğü yeri yakıyor. Ömür boyu da
yakacak."
Uyuyamıyorum
"Cansız bedenine son sarılışım. O melek yüzüyle huzur içinde
uyurken ki hali, hiç gitmiyor gözümden önünden… Ben artık
uyuyamıyorum, beynim uyumayı reddediyor. Vücudum yorgunluktan iflas
edip uyumak istese de beyin direniyor, uyumuyor. İlaçla uyuyabilmek
istiyorum ve dua ediyorum "N'olur oğlumu rüyamda görebileyim"
diye."
Mezar taşına neden o yazıyı yazdırdı?
Ebru Şallı Ayşe Arman'a Pars'ı anlatırken ise şunları söylüyor: "Şu
anda da saçma belki ama "Üşüyor mu, aç mı?" diye düşünüyorum. Tabii
ki makul bir açıklaması yok ama, "Beni çok özler, o bensiz ne yapar
ki?" diyorum. Ben ilaçlarını filan verirken, gözlerimin içine
bakardı, o kadar güvenirdi bana. Şimdi tabi düşünmeden edemiyorum:
"Korkuyor mu? Üşüyor mu? Karanlıkta mı? Aydınlıkta mı? Nerede?" O
yüzden, "Ponçik benimlesin!" yazdım o gün. "Nerede olduğunun hiçbir
önemi yok. Annen seni bırakmayacak, hep yanında"