Bu sebzeler gözlerinizin kahramanı
'Lutein' maddesinden zengin sebze ve meyvelerin bol miktarda tüketilmesi, ileri yaşlarda ortaya çıkan ve körlüğe neden olan 'sarı leke' hastalığı riskini azaltıyor.
Uzmanlara göre ıspanak, brokoli, havuç ve yaban mersini gibi
'lutein' maddesinden zengin sebze ve meyvelerin bol miktarda
tüketilmesi, ileri yaşlarda ortaya çıkan ve körlüğe neden olan
'sarı leke' hastalığı riskini azaltıyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim
Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Kaynak, gözde 'sarı leke' adı
verilen bölgede, daha çok ileri yaşlarda görülen ve körlüğe neden
olan hastalıkla ilgili bilgiler verdi.
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yaşam süresinin uzamasının, bu
tür hastalıkların görülme sıklığını artıracağını belirten Kaynak,
sarı lekenin körlüğe neden hastalıklar içinde katarakt ve glokomdan
sonra üçüncü sırayı aldığını bildirdi. Kaynak, ancak, katarakt ve
glokom ile ilgili farkındalığın artması ve tedavi yöntemlerinin
gelişmesinin, sarı leke hastalığının daha büyük bir sorun haline
gelmesini sağladığını söyledi.
Bu hastalığın ekonomik gelişmişlikle ilgisinin bulunmadığını,
zengin ya da fakir bütün dünya ülkelerinde benzer sıklıkla
görüldüğünü ifade eden Kaynak, ''Yaşlı nüfusun arttığı ülkelerde
yaşa bağlı sarı leke hastalığı yüksek oranlarda ortaya çıkıyor''
dedi.
Türkiye'de 2050 yılında yaşlılıkla ilgili sorunların artacağını,
sarı leke hastalığının bu sorunlardan biri olacağını vurgulayan
Kaynak, ''65 yaş üstündekilerde bu hastalığın görülme sıklığı yüzde
10-30 arasında'' dedi.
Hastalığın görülme sıklığında özellikle 65 yaş sonrasında büyük
artış olduğuna dikkati çeken Kaynak, ''İnsanlar çok yaşamak
istiyor, ama yaşlandıkça bu tür sorunlarla karşılaşma riski de
artıyor'' ifadesini kullandı.
Türkiye'de bu hastalıktan kaynaklanan ekonomik kaybın ortalama 3
milyar TL olduğunu, uygun tedavi yöntemleri uygulanması halinde
kamu harcamasının 0.1 milyar TL olacağını ifade eden kaynak,
''Bütün hastalara ulaşılıp tedavi uygulanmasıyla kamunun yapacağı
harcama, bu hastalıktan dolayı oluşacak ekonomik kaybın ancak yüzde
4'ünü oluşturuyor. Dolayısıyla hastalara ulaşılıp tedavi
uygulaması, ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayacaktır''
bilgisini aktardı.
Gerekli tedavilerin uygulanmaması halinde hastaların çok kısa
sürede görme kaybına uğradığını, bunun da beraberinde psikolojik ve
sosyal sorunlar getirdiğini anlatan Kaynak, hastaların yüzde
40'ında 5 yıl içinde ikinci gözde aynı hastalığın ortaya çıktığını
söyledi.
Hastalığın görülme riskinin yaş ilerledikçe arttığını, aile öyküsü
bulunması, hava kirliliği, sigara, yüksek kan basıncı, açık göz
rengi, aşırı ışık ve güneşe maruziyet, yanlış beslenme ve
obezitenin riski artırdığını bildiren Kaynak, hastalığın en önemli
belirtisinin görme keskinliğinin azalması, nesnelerin eğri
görülmesi ve renklerin kaybolması olduğunu belirtti.
Bu hastaların minare ya da direk gibi çevrelerindeki uzun nesneleri
eğri, kişileri dumanlı gördüklerini anlatan Kaynak, hastalığın
tedavisinde erken tanının çok önemli olduğunu, bu belirtilerin
ortaya çıkması halinde hemen bir göz hekimine başvurulması
gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Kaynak, hastalıktan korunmada beslenme, sigara ve aşırı
güneş ışığından uzak durmanın önemine işaret ederek, şu bilgileri
aktardı:
''Gözdeki sarı leke bölgesi, gerçekten sarı renktedir ve makula
boyaları bulunur. Bunlar makulayı ışıktan korur ve antioksidan
etkileri nedeniyle sinir hücrelerini korur. Bu boyalar yaşla
birlikte azalır. Özellikle ileri yaşlarda, 'lutein' denilen ve
bitkilerde bulunan sarı renkli organik renklendiriciden zengin
besinler tüketmek, bu hastalıktan korunmada etkilidir. Çünkü lutein
maddesiyle makula yoğunluğu korunabilir, böylece gözde savunma
bariyerleri kurulur. Bu nedenle ıspanak, brokoli, havuç
ve yaban mersini gibi 'lutein' maddesinden zengin sebze ve
meyvelerin bol miktarda tüketilmesi, sarı leke hastalığının görülme
riskini azaltır. 50'li yaşla birlikte vejateryan
beslenme benimsenmelidir.''
Bu hastalığın tanısında, 60-65 yaş arasındakilerin göz
muayenelerinde göz bebeğinin büyütülüp arkasına bakılması
gerektiğini bildiren Kaynak, tedavide göz içine enjekte edilen
ilaçların kullanıldığını söyledi.
Bunların üç ay boyunca, her ay birer doz uygulandığını, hastalığın
ilerlemesi durdurulamadığı takdirde ikinci bir 3 aylık tedaviye
daha başlandığını belirten Kaynak, ''Bu tedavi SGK tarafından
karşılanıyor, ancak 6 ayın sonunda hastalığın ilerlemesi
durdurulamazsa devlet yeni tedaviyi karşılamıyor'' şeklinde
konuştu.