Tedirginlik hissinin arka planında ne var?

Her an kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorsanız ya da nedensiz bir endişe tüm ruhunuzu kapladıysa dikkat edin, sorunun kökeninde anksiyete bozukluğu olabilir.

Dr. Meltem Kavcar Sırmalı'ya göre, her 100 kişiden 30'unda görülen anksiyete bozukluğu, kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla olabiliyor.

Anksiyete nedir?

Anksiyetenin en iyi tanımı, normal dışı, nedensiz bir tedirginlik ve korku halidir.  Anksiyete sık yaşanan, herkes tarafından zaman zaman hissedilen bir duygudur ve her zaman bir hastalık belirtisi olarak düşünülmemelidir.

Okulun ilk gününde, hoşlandığın biri ile ilk randevuda ya da yeni ve değişik bir durumun başlangıcında anksiyete duyulması normaldir. Normal anksiyetenin organizmayı uyarıcı, koruyucu ve motive edici özellikleri vardır.

Anksiyetenin 'normal dışı', olduğuna karar verebilmek için, uyaranın şiddeti ve ortaya çıkan endişe halinin zamanla azalmak yerine değişir ya da şiddetlenir.

Neden olur?

Yapılan bir çalışmaya göre, hastaların % 30’unda, hastalığın stresli bir olayla başladığı belirlendi.

Anksiyete bozukluğu teşhisi konan kişilerin, genelde çekingen, aşırı kırılgan, utangaç, eleştiriye çok duyarlı ve çabuk yıkılan kişiler oldukları görülmüştür.

Bu rahatsızlığın ortaya çıkmasında, annenin gerilim ve kaygısının önemli olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla çocukluk dönemi çok önemlidir.

Belirtileri nelerdir?

- Huzursuzluk
- Gerginlik
- Tedirginlik
- Sıkıntı
- Daralma
- Çabuk yorulma
- Konsantrasyon zorluğu
- Kolay irkilme
- Tetikte olma durumu

Anksiyete sırasında ise;

- Baş ağrısı
- Baş dönmesi
- Kulak çınlaması
- Ağız kuruluğu
- Çarpıntı
- Nefes darlığı
- Mide ağrıları görülebilir.

Nasıl tedavi edilir?

Dr. Meltem Kavcar Sırmalı'ya göre, daha çok kadınlarda görülen bu rahatsızlık, ilaç tedavisinin yanında; kişinin beklentilerini ve düşünüş biçimini değiştirme, gevşeme eğitimi, belli durumlardan kaçınma gelişmiş ise kaygıya yol açan etkenlerle yüzleştirme gibi yaklaşımların olduğu 'bilişsel tedavi' yöntemi ile iyileştirilebiliyor.

Ayrıca, kaygıyı artırabilen kafeinli maddelerin, (çay, kahve, kola, çikolata) azaltılması da tedavinin iyi sonuçlanabilmesi için çok önemli.