Masumduk hepimiz!

Balta girmemiş bir ormanı anlatıyor çoğumuza “masumiyet.” Hiç giyilmemiş bir ayakkabıyı, hiç kullanılmamış bir kıyafeti...

Gökhan Dağıstanlı

Balta girmemiş bir ormanı anlatıyor çoğumuza “masumiyet.” Hiç giyilmemiş bir ayakkabıyı,hiç kullanılmamış bir kıyafeti... Deneyim dediğin şeyin sıcağından ağzı yanmış bütün insanların. Masumiyeti korumak için yaşamamak gerektiğine inanıyor herkes. Yaşadıkça aynı saflıkta kalamaz insan düşüncesi iyiden iyiye oturmuş herkesin belleğine. Yani yaş aldıkça pirüpak kalabilmenin tek şartı herkesten ve her şeyden izole edilmiş bir hayat yaşamaktır deniliyor. Kısaca bir imkansızlıktan bahsediliyor.Kimisine hayata karşı bir direnç göstermeme halini anlatıyor masumiyet, kimisine ise direnç gösterenlere anlam bile verememeyi... Kimisinin kafasında gerçek dünyadan ziyade idealize edilmiş sanal bir alemde yaşamayı biçimlendirirken kimisine huzuruna özenilecek bir yalnızlığı tarifliyor.
Masumiyetlerinde hem fikir olduğumuz yegane insan grubu bebekler. Henüz hiç arkalarından dolanılmamış çünkü; yüzlerine gülerken kuyularını kazmamış kimse. En güzel hayallerine kan doğranmamış, yarı yolda bırakılmamışlar henüz. Suyun fazlasının insanı boğduğunu, ateşin harlısının yaktığını deneyimlememişler daha; yüzlerine zehir zemberek konuşulmamış.

En güvendikleri kişi karşı tarafın şahidi olmamış, seviştiklerinin dudaklarını başka dudaklar ıslatmamış. Çıkar çatışmasının insanı nasıl çirkinleştirebileceğine şahitlik etmelerine uzun zaman yok ama henüz maddi edinimler için bir uğraş vermediklerinden kalpleri nasırlaşmamış. Dolayısıyla masumiyet bir konu değil bebekler için, fabrika ayarı. Tanrının ceplerine sıkıştırdığı ilk sermaye... Işık hızı aleminden bir miras... Cennetten bir yolluk...

Aslında burdan bile ortaya çıkmıyor mu hayatın amacı? Doğduğun gün elinde olana sahip çıkabilsen yetecek gibi. Belki de bizden tek beklentisi bu Tanrı’nın; tonlarca para kazanmamızı, hanlar hamamlar dikmemizi, yeni şehirler kurup ortalığı gökdelenlere boğmamızı, hızlı trenler, büyük uçaklar, uzay mekikleri, devasa uçak gemileri yapmamızı değil, bize teslim ettiği masumiyeti korumamızı istiyor. Herkesin masum olduğu bir hayat düşün desem - ki düşünemezsin – içini kaplayacak huzur, gözlerinden boşanan mutluluk göz yaşları sana cenneti anlatır.
Hayır, sadece bebeklere özgü değil masumiyet. Ama yaşamın zorlu eğitimi sırasında bu ilahi mirası kaybetmeyen yoktur. Her bir deneyimde dirhem dirhem azaldığı doğrudur. İnsan kendini zayıf, güçsüz, dirençsiz, korunaksız hissettiği sürece saflığın esamesi okunmayacaktır elbet. Çünkü korku masumiyetin baş düşmanıdır. Ama bunun bir geri dönüşü vardır. Korktuğu şeylerin ne kadar güçsüz, kaybetmek istemediği şeylerin ne kadar değersiz, taşıdığı şeyin ne kadar kymetli olduğunu anlayınca en derinlerden yüzeye doğru gelir yitirdiği saflık. Artık kimsenin ona zarar vermeye çalışmayacağını düşündüğünden değil, ne kadar uğraşırsa uğraşsın kimsenin ona gerçek anlamda zarar veremeyeceğini bildiğinden gelir bu masumiyet. Yani evrilmiş, güçlenmiştir. Doğduğu gün kalbine zerk edilmiş olandan daha kıymetlidir bu hal. El emeği, göz nurudur.

Gücünü sadece parasından alan, küçük dağların sahibi, büyük egolu insanlar içinse artık erişilemeyecek kadar uzaktadır masumiyet. Bir kere insanların üstüne basmaya alışanlar, artık iflah olmazlar. Bunların yaptıkları yardım da verdiklerini düşündükleri sevgi de hep yukarıdan bakmalarındandır. Dayanışma nedir bilmezler. Kendi bayağı çıkarları için insanları kullanır, paralarıyla da vicdanlarının katran karası lekelerini temizlemeye çalışırlar. Onlar artık bu dünyada ruhları için tek bir şey yapamazlar. Yüzlerine asılı sahte kahkahalarıyla günleri gün etmeye baksınlar. Ellerinden geleni de ardlarına koymasınlar sakın. Böylelikle kutsal bir amaca istemeden de olsa hizmet etmiş olurlar. Çünkü diğer insanlar için bir sabır
ve ibret dersi olarak kaldıklarını bile anlayamadan göçecekler bu dünyadan. Bir şans daha varsa eğer bu kez belki yanlarında getirdikleri masumiyete iyi bakarlar.

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar 2 yorum