Göğüs kafesi travmalarında ölüm oranı çok yüksek

Göğüs kafesi travmalarında ölüm oranı çok yüksek. Ancak TIR şoförü Ahmet Güçlü'nün yaşadıkları tam da mucize dedirten türden.

Göğüs kafesi travmalarında ölüm oranı çok yüksek

Oğlunun düğününü görebilme umudu ile ölüm kalım savaşına galip geldi. Geçirdiği feci kaza sonucu göğüs kafesinde ellinin üzerinde kırık oluştu akciğeri ölümcül zarar gördü. Yaşamasına mucize gözü ile bakılan tır şoförü üç haftalık yoğun bakım sürecinden sapasağlam çıktı.

24 Haziran'da Çorlu Kınalıköprü’de geçirdiği feci kazada ağır yaralanan 63 yaşındaki 3 çocuk babası Gümüşyakalı tır şoförü Ahmet Güçlü deyim yerindeyse mucize eseri yeniden yaşama bağlandı. Marketten alışveriş yapmak için Kınalıköprü’de girdiği benzin istasyonunda tırın el frenini çekmeyi unutunca kendi kullandığı tır ile park halindeki otobüsün arasında sıkışarak ağır yaralandı. Göğüs kafesinde ellinin üzerinde kırık oluşan talihsiz adamın akciğeri de ciddi zarar gördü. Ambulansla önce Silivri’de bir hastaneye ardından da İstanbul’daki başka bir hastaneye götürülen kazazedeye yaşama şansı verilmezken, Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan’ın başarılı ameliyatı ile kaburgaları tek tek tamir edildi ve akciğerinde oluşan hasar giderildi. Uzun bir yoğun bakım süreci geçiren Güçlü’nün sapasağlam ayağa kalkması ise doktorlarını bile şaşırttı. “9 Eylül'de gerçekleşecek oğlumun düğünü için Azrail’le pazarlık yaptım” diyen Ahmet Güçlü’nün durumunu doktorları “mucize” olarak değerlendirdi.

YENİDEN DOĞMUŞ GİBİYİM

Geçirdiği kazayı ve ardından yaşadıklarını anlatan Ahmet Güçlü, ”Bu benim hayatımdaki ikinci kazam. İlki daha da ağır bir kazaydı ama burnum bile kanamadan çıkmıştım fakat bu sefer çok ciddi yaralandım. 24 haziran sabah 7.00 sularında gerçekleşti kaza. Alışveriş yapmak için Kınalıköprü’de bir benzin istasyonuna girdim. Park halindeki bir otobüsün arkasına park ettim ben de. Tırdan indim tam markete yönelecektim ki, tırın hareket ettiğini fark ettim. Bir hamle ile belki durdurabilirim diye geri döndüm ama hareket halindeki kamyonum beni sürükleyerek sıkıştırdı. Park halindeki otobüsle tır arasında kaldım. Göğüs kafesimden gelen kırılma seslerini duydum. Hemen ambulans geldi önce Silivri’ye oradan da İstanbul’daki bir hastaneye götürdüler beni. Dayanılmaz acılarla o kadar yol çektim, hepsini hatırlıyorum. Narkozdan sonrasını hatırlamıyorum. Yoğun bakım sürecinde tek dileğim 9 eylülde düğünü olacak olan oğlumun mürüvvetini görebilmekti. Bu yüzden direndim ve ayağa yeniden kalkmayı başarabildim. Şükrediyorum bu yüzden, doktorlarıma da minnettarım. Yeniden doğmuş gibi hissediyorum” dedi.

HASTANIN AYAĞA KALMASI MUCİZE

Hastanın durumunu değerlendiren Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan, "Hasta bize geldiğinde sadece göğüs kafesinde ve kaburgalarında ellinin üzerinde kırık vardı. Akciğeri ciddi hasar görmüştü. Kaburgaları tek tek tamir ettik, akciğere müdahale ettik ve hastayı yoğun bakıma aldık. O halde yaşaması mucizeydi bunu yakınlarına da söyledik. Yaklaşık üç hafta yoğun bakımda kaldı ve her seferinde oğlunun düğününü sayıkladı. ‘Beni yetiştirin o düğüne’ dedi. Ben de her seferinde merak etme seni o düğüne yetiştireceğiz dedim ama bu kadar kısa sürede ayağa kalkması bizi de şaşırttı. Şu anda durumu gayet iyi. Taburcu ettik” şeklinde konuştu.

ÖLÜM ORANLARI ÇOK YÜKSEK

Göğüs duvarı travmaları ile ilgili ayrıntılı bilgi veren Demirhan, ”Travmaya bağlı ölümler genç nüfusta kalp-damar hastalıklarından sonra en sık görülen ölüm nedenleri arasındadır. Özellikle göğüs travmalarında ölüm oranı daha yüksektir. Çoğunlukla yandaş yaralanmalara kafa, karın ve ekstremite yaralanmarı ile eşlik eden yaralanmalardır. İzole göğüs kafesi travmalarına daha az sıklıkta rastlanır. Göğüs duvarı yaralanmalarından sonra özellikle yaşlı hastalarda, kaburga kırığı sayısının fazla olması ve yelken göğüs (göğüs duvarının nefes alışverişinde hareket etmesi) gelişmesi mortalite ve morbidite riskini artırmaktadır. Yelken göğüslü hastalarda akciğer kontüzyonu, uzun süreli ağrı ve uzun süre göğüs duvarı stabilitesinin sağlanamaması morbidite-mortalite riskini artırmaktadır. Yapılan çalışmalarda göğüs duvarı travmalarında üç veya daha fazla kaburga kırığı-kaburga ayrışması olan hastalarda akciğerde komplikasyon oranlarının arttığı belirtilmiştir.

Aksine, üçten az kaburga kırığı –kaburga ayrışması olmayan ve akciğer veya diğer organ yaralanmaları olmayan hastalar ayakta tedavi edilerek taburcu edilebilirler. Daha önce belirtildiği gibi, üç veya daha fazla akut yer değiştirmiş kaburga kırıkları veya yelken göğsü olan hastalar, mekanik ventilasyon gerekse de gerekmese de kaburga onarımı düşünülmelidir. Diğer kaburga kırığı ameliyatı yapılan hastalar ise başka bir nedenlerle göğüs cerrahisi ameliyatı yapılacak veya cerrahi dışı konservatif yöntemlerle tedavide başarısız olunan hastalardır. Kaburga stabilizasyonu yapılan hastaların yoğun bakım ve hastane maliyeti açısından yapılmayanlara göre oldukça ekonomik olduğu belirtilmiştir. Kaburga fiksasyonu yapılan hastalardaakciğer enfeksiyonu daha az görülmektedir. Eskiden kaburga stabilizasyonu yapılsa da efektivitesi sınırlı idi. Günümüzde teknolojik gelişmelerle beraber kolaylıkla kaburgalara uygulanabilen stabilizörler vardır. Hastamıza da bunlardan uygulanmıştır. Burada en önemli zorluk doğru hasta için doğru tedaviyi tanımlamaktır” ifadelerini kullandı.

Yorumlar