Bilim insanları yaptıkları araştırma kapsamında, efektif genç yalancıları belirlemek için tasarlanmış ‘’Röntgencilik Oyunu’’ adını verdikleri bir test geliştirdiler. Bu testi, birisi oldukça katı kurallara ve diğeri de daha esnek kurallara sahip iki okuldaki öğrencilere uyguladılar. Öğrencilerden, bu test kapsamında arkalarındaki gürültü yapan nesneyi bakmadan tahmin etmelerini istediler. Bu tahmin oyunundaki önemli nokta ise çıkardığı sesten ne olduğu tahmin edilecek nesnelerin sonuncusunun doğal sesinden çok daha farklı bir ses çıkartıyor olması. Yani test uygulanan bireyin ilk nesneleri tahmin etmesi kolay iken son nesneyi tahmin etmesi için göz ucuyla bakması gerekiyor. Örneğin eğer son nesne basketbol topu ise ve bu toptan çıkan ses kumbara sesi ise bu nesnenin ne olduğunu tahmin eden çocuğun göz ucuyla nesnenin ne olduğuna baktığı çıkarımı kolaylıkla yapılabilir.
8 4
Araştırmadaki bir diğer detay da tahmin oyunu sırasında çocuğun olduğu odada yetişkin bulunmaması. Yani kapalı bir odada yapılan deney sırasında, çocuk içeride bırakılıp nesnelerin ne olduğuna bakmadan tahmin oyununu oynaması isteniyor. Araştırmanın bulgularına göre, baskıcı çevrelerde yetişen çocuklar hile yaptıklarında ve kendilerine hile yapıp yapılmadığı sorulduğunda, bir anda oldukça efektif yalancılara dönüşüyorlar. Daha serbest çevrelerde yetişen çocukların bazıları da yalana başvursa da yalana başvuran çocukların oranı serbest çevrelerde büyüyen çocuklarda daha dengeli.
8 5
Yalana başvuran çocukların neredeyse tamamı cezadan korktuklarında gerçeği bir şekilde saptırmaya çalışıyorlar. Fakat, baskıcı ailede ya da baskıcı okul ortamında büyüyen çocuklar, ciddi şekilde yalan söylemede daha başarılı oldular. İlginç olan; bir çocuğun yalan söyleyebiliyor olması, o çocuğun önemli psikolojik yetenekleri geliştiriyor olduğunun bir işareti.Yani bir çocuğun bilişsel yetenekleri ile birini kandırabiliyor olmasının arasında ciddi bir bağlantı bulunuyor. Bu durum hem çocuğun doğrusal olmayan düşünebilme yeteneğini hem de iyi çalışan bir işleyen belleği olduğunu gösteriyor. Tabii ki yalanının arkasında durabiliyor ve gerçeği saklamaya devam edebiliyor olması gerekiyor.
8 6
Dr. Talwar ve çalışma arkadaşlarının geliştirdiği, yalanın gelişimsel modeline göre; çocuklar ilk olarak 2 yaş civarındayken birincil yalanları söylemeye başlarlar. Bu yalanlar gelenlikle ufak hataları gizlemek için söylenir fakat ebeveynler tarafından pek de ciddiye alınmaz ve inandırıcı değildir. 4 yaşından itibaren ise çocuklar ikincil yalanları söylemeye başlarlar. İkincil yalanlar birincil yalanlara kıyasla daha detaylıdır ve suçlayıcı kişinin kişiliği, davranışı ve zihniyetine göre tasarlanmıştır. Bu yalanlar, birincil yalanlara göre daha inandırıcı olabilir. Üçüncül yalanlar ise 7-8 yaş civarında ortaya çıkar. Bu yalanlar, daha inandırıcı olması için gerçeklerle iç içe geçmiş ve hikayeleştirilmiş şekilde tasarlanırlar.
8 7