Aslında kadınlara övgüden küçük yaşlardan beri kaçıyoruz. Anaokuluna gittiğiniz günleri düşünün bir…

Anaokulunda bile biz kızlar ‘’ En iyisi benim babam, benim babam herkesi yener! ‘’ gibi cümleler kullanıyoruz ve buna inanıyoruz. Oysa annelerimiz için bu laflar kullanmaktan o yaşta dahi uzağız. Övgüleri hep güçlü olan babaya diziliyor.
9 3

Bizim iç eleştirmenlerimiz oldukça iğrenç ve geveze… Bu ses bize gün içinde ‘’ Yeterince ince değilsin, saçların korkunç gözüküyor, tembelsin, iyi bir anne değilsin! ‘’gibi sürekli negatif mesajlar yolluyor.

İçimizden gelen bu öfkeli ses çoğu zaman bizim gerçek düşüncemizmiş gibi bu durumları benimsememize neden olabiliyor. Yani kendimizi güzelliklere kapatıp, güzel bir şeyler duyduğumuzda inanmamamızın çoğu sebebi bu yüzden. Karşı tarafın iltifatlarına inanmayıp şüphe duymamız aslında biraz da kenimizle alakalı…
9 4

Peki bu durumu nasıl değiştirebiliriz?

Emin olun bu durum estetik ameliyatlarla, yeni giysi ve ayakkabılarla, saç ve tırnaklar için daha fazla para harcamakla alakalı değil. Kendinizi farketmenin ve iltifatları zevkle kabul etmenin başka yolları var…

İltifatları inanarak zevkle kabul etmek için, şu unsurları göz önünde bulundurun…
9 5

Birisi size iltifat ettiği zaman, karşınızdaki kişiyi kendi yerinize koyun. Ona yalan söyleyerek ne kazancınız olabilir ki…

Bu yüzden birinin size iltifat ettiği anda ona inanmayı tercih edin ve konuyu başka yerlere saptırmayın.
9 6