Aşk-ı Memnu'da canlandırdığı, kızmak ve hak vermek arasında gidip geldiğimiz anne Firdevs Yörüoğlu’nun o soğuk ve mesefali duruşundan eser yok. “Çocuklar ne içersiniz, size muzlu pasta da aldım” diyerek bizde sanki yıllardır tanıdığımız birinin evindeymişiz hissi uyandırıyor.

Pelit’in frambuazlı milföyü ve muzlu pastası favorisi bu arada. Üzerinde kahverengi dar deri bir pantolon ve sade beyaz bir gömlek var. Giydiğini yakıştırmasını bilen nadir insanlardan kesinlikle. Kendi yaptığı saçı ve doğal makyajıyla her daim görmeye alışık olduğumuz ışıltısını koruyor ve çekim boyunca tüm ekipte hayranlık uyandırıyor.
7 3


Çehre, yorgun argın setten eve geldiğinde kendisini dinlendirecek, tam da kendini yansıtacak bir ev tasarlamasını istemiş mimarı Sinem Dural’dan... “Buranın tamamlanması iki ay sürdü. Yemek odasının arka duvarı için hâlâ modern bir tablo arıyorum. Belki salona bir lamba gelir, o kadar” diyor.

Bu ferah dairede gereksiz hiçbir eşyaya yer vermemiş. “Çok eşyalı evler bana göre değil. Burası şu anda tam kararında” diyor. Yüksek ahşap şamdanlara, sehpa ve dresuar üstündeki gümüş aksesuvarlar eşlik ediyor. Kumaş seçimlerinde ise pastel tonlar hakim..
7 4


Dekorasyona çok meraklı olduğunu anlatan Çehre, bu konularda asla teslimiyeti başka birine bırakamayacağını açıklıyor. “Birkaç ev dekore etmişliğim de var. Çok keyif alırım bu tarz işlerle meşgul olmaktan” diyor.

Salondaki iki uzun koton kumaşlı kanepeye önünde cam büyük bir sehpa eşlik ediyor. “Gerçi bazen bu kumaş kendini bırakıp buruşuk duruyor” diye anlatan Çehre, gözünü rahatsız eden ufak ayrıntılara pek tahammül gösteremeyeceğinin altını çiziyor. Her şey net, düzgün ve yerli yerinde gözüksün istiyor.
7 5


Peki evde bir günü nasıl geçiyor Nebahat Çehre’nin dersiniz? “Sabahları erken kalkıp kahvaltımı yapar, hemen gazetelerimi okurum. Teknolojiyi hayatıma mümkün mertebe sokmamaya gayret ediyorum. Internet kullanmam ve gereksiz yere telefonla konuşmak hoşuma gitmez. Benimle uzun sohbet etmek isteyen arkadaşlarımla yüz yüze görüşmeyi tercih ediyorum” diye anlatıyor.
7 6