Oruç uzun süreli açlığa ve susuzluğa neden olduğu için diyabeti olan hastalarda kan şekeri kontrolünü bozuyor. İnsulin kullanan hastaların oruç tutmamaları gerektiğini belirten uzmanlar, şöyle konuştu: “Çünkü öğün atlanması, direkt olarak kan şekeri düşmesine ve çok ciddi sonuçlara yol açabilir.

Ağızdan antidiyabetik (şeker ilacı tableti) alan hastalar öğünlerini atladıklarında (aldıkları şeker ilacının çeşidiyle bağlantılı olarak değişebilen oranlarda) hastaneye yatırılarak uzun süreli tedavi gerektirebilecek hipoglisemi sorunu yaşayabilir. Kan şekeri kontrolünün bozulması diyabetin kronik komplikasyonlarının da artmasına yol açabilir.”
10 3

İnsüline bağlımlı olmayan Tip 2 diyabeti olan hastalarında kalp damar hastalıklarının genellikle belirti vermediğine değinen Dr. Yirmibeşcik, yenilen fazla miktarda yemeğe bağlı olarak iftardan sonra ortaya çıkan kalp krizi ve tansiyon yükselmesine ise, şeker hastalarında daha sık rastlandığını belirtiyor.

Bu nedenle diyabet hastalarının doktorlarına sormadan, ilaç tedavisi ve diyeti kendi başına bırakmasında sakınca var.
10 4

Yapılan bilimsel çalışmalara göre, kalp hastalarının oruç tutmalarnın kalp hastalıkları üzerine olumsuz etkisi bulunmuyor. Kalp hastaları isterlerse oruç tutabiliyor.

Acıbadem Kocaeli Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Şevket Görgülü, “Çalışmalar bizlere oruç tutmanın kalp yetersizliği, kapak yetersizliği ve kalp damar hastalıklarında sakıncalı olmadığını gösteriyor.

Oruç, tansiyon hastalarının tansiyonlarındaki dengeleri bozmadığı gibi, kalp krizi üzerine de olumsuz etkiler yaratmıyor” dedi.
10 5

Ramazan ayında kalp ve tansiyon hastalarının şunlara dikkat etmesi gerekiyor: “Hastaların ilaçlarını düzenli bir şekilde alması gerekiyor. Akşam alınan ilaçların iftarda, sabah alınan ilaçların ise sahurda alınması önem taşıyor. Özellikle iftarda aşırı ve yağlı yemeklerden kaçınılmanın yanısıra, düzenli aralarla beslenmek lazım.

İnsülin kullanan şeker hastalarında kan şekerinin aşırı düşmesi sonucu, koma dahi görülebileceğinden bu hastalar özellikle uyarılmalı ve tedavisi mevcut yeni duruma göre yeniden düzenlenmelidir.”
10 6