Sabah kahvaltısı yerine besleyici smoothieler hazırladığını söyleyen Rosie; "Muz, meyveler ve bir parça badem tereyağıyla smoothie hazırlıyorum ve içine keten yağı ve hindistan cevizi yağı koyuyorum. Bazen yaşilliklerle smoothie hazırlıyorum ve onun tadı da aynı muzlu olan kadar güzel."diyor.

Rosie, katı meyve sıkacağına neredeyse bağımlı yaşıyormuş. Öyle ki, yalnızca seyahatte olduğunda meyve sıkacağını yanında götürmediğini söylüyor.

"Bazı oteller benim için smoothie ve meyve suyu hazırlayacak kadar nazik. Eğer kendi malzemelerinizi getiriseniz otellerde de istediğiniz şeyi hazırlayabilirsiniz." Fit görünümünüze önem veriyorsanız, yanınızda taşıyabileceğiniz pratik ürünler bulmanız gerekiyor.

Yemek yemeyi çok sevdiğini tekrar eden Rosie, kendini kısıtlamadığını söylüyor. Bol salata tüketiyor ama kırmızı etten bir süredir uzak duruyormuş.

"Yakın zamanda kırmızı et yemeyi kestim, birden kırmızı et yemek istememeye başladım. Belli bir nedeni yok ve o zamandan beri kendimi çok daha hafif hissettiğimi fark ettim. Bu bir daha asla et yemeyeceğim, keşke hiç yemeseydim demek değil. Daha geçen gün barbekü kuzu pirzola yedim ama sadece beslenme şeklim değişti. Kırmızı et yerine tavuk ve balık tercih ediyorum."

"Ayrıca vejeteryan yemeklerini keşfettim. Son 3 senedir Los Angeles'ta yaşayınca farklı şeylere daha açık hale geldim. Burada oldukça hoş vegan restoranlar var ve oralara gittiğinizde lezzetli yemekleri yerken sağlıksız bir şey yediğinizi düşünmüyorsunuz."

Egzersiz yapmak Rosie için çok önemli.

İşi dolayısıyla sık seyahat ettiğini ve her gün spor yapma fırsatı bulamadığını ama boş günlerini mutlaka açık havada geçirdiğini söyleyen Whiteley, pilatese bayılıyor.

"Şu sıralar sörf yapmayı öğreniyorm. Aktif olacağım şeyleri deniyorum kızlarla doğa yürüyüşü ya da spor salonuna gitmek gibi.. İki sene önce Avustralyalı Claire Greaves'la tanıştım ve son iki senedir onunla yoga yapıyorum. Onu insanlarla tanıştırırken şöyle diyorum; "Bu Claire, kendisi benim hayatımı değiştirdi."