Spiritüel Söyleşiler ve Felsefe Serisi’nin 11.si olan “Yaratıcılık Nedir ve Nasıl Yaratıcı Olunur?” kitabında Büyük Üstad Akif Manaf yaratıcılık konusuna yeni bakış açıları getiriyor. Yaratıcılık nedir, yaratıcılık ve zihin, yaratıcılık ve disiplin, yaratıcılık ve inanç, yaratıcılık ve uyum konularının tek tek ele alındığı kitapta Büyük Üstad evrensel gerçekleri oldukça akıcı ve anlaşılır bir dilde anlatıyor.

“Yaratıcılığı uyanmamış bir insan yaşayan ölüdür. Fiziksel olarak ölmemiş ama ruhsal olarak ölmüştür. Böyle bir hayatın anlamı yok ve yaşamak için bir neden yok. Yaratıcılığın olmadığı yüzeysel bir hayat asla tatmin edici olamaz.”
12 2

Yaratıcı potansiyel varoluşun temelinde olan bir kaynaktır. Yaratıcılık her zaman her an yeni bir şeyin meydana gelmesidir. Her şeyin temelinde yaratıcılık var. O enerji körelince, bloklanınca yani yaratıcılık tükenince insan yaşamak istemiyor. Yaşam bir anlam taşımıyor, bir amaç olmuyor.

Sevgi ve yaratıcılık varoluşun iki ayrılmaz enerjisidir. Bu iki enerjiyi tüm canlılarda hissedebilirsin. Sevgi dolu bir sarılış, sevgi dolu bir gülümseme, sevgi dolu bir bakış, sevgi dolu bir söz insanların hayatını değiştirebilir. İşte gerçek yaratıcılık budur.
12 3

İnsan tekamül ederek yaratıcı olabilir. Yaratıcılığı uyanmış insan evrensel sesleri duymaya, evrensel tatları almaya ve evrensel görüntüleri görmeye başlar. Algılar sıradışı olur ve içsel bir kavrayış ortaya çıkar. Yaratıcı olmak sıradışı algıya sahip olmak, sıradışı olmak demektir. Sıradan insanın duymadığını, görmediğini, tatmadığını ve hissetmediğini algılamak demektir. Yoga Academy’nin amacı sıradan insanları yaratıcı insanlara dönüştürmektir.

Yaratmak isteyen insan toplumun empoze ettiği tüm zihinsel kalıplardan özgürleşmelidir. Çünkü koşullandırılmış zihin sadece taklit etmekle meşgul olacaktır. Kişi bir taklitçi olur, özgürce yaratamaz. İnsan sadece toplumun empoze ettiği kalıpları taklit eder ve başkalarından kopya çeker.
12 4

Yaratıcılık bireysel bir olgudur. Toplum yaratıcı olamaz, çünkü yaratıcı enerji bireysel ruhun özünden kaynaklanıyor. Sürü hiçbir şey yaratamaz, sadece her şeyi sıradanlaştırır. Sürü psikolojisi yıkıcıdır yaratıcılık ise yapıcı bir olgudur.

Toplum bireyi sürükleyince yaratıcılık kaybolur, çünkü toplumsal yaşam robotik ve mekaniktir. Toplum robotları sever bireyleri sevmez. Yaratıcılığın keyfini çıkarmak için bireysellik ortaya çıkmalıdır. Yalnızca sürü psikolojisinden özgürleşmiş birey evrensel şarkıyı duymaya ve tadını çıkarmaya başlar.
12 5