Gonca Vuslateri: ''İster tükürürüm, ister yalarım!''

Daha önce "Asla bir Türk erkeğiyle evlenmem" demesine rağmen, iki hafta önce yeni tanıştığı Burak Ertoğan'la pat diye evlenen Gonca Vuslateri'yle Hürriyet Pazar'dan Hakan Gence konuştu….

"Türk erkeğiyle evlenmem", "Çocuk yapmam" gibi açıklamalarınız vardı. Ne oldu, tükürdüğünüzü mü yaladınız? Uzun yıllardır Amerika'ya gidip geliyorum. Buraya döndüğümde bir dergiye röportaj verdim. O dönemde Türkiye'de, kadına şiddet haberleri çok yoğundu. Tecavüz eden adamların kısa süreli cezalarla kurtulmasının bende yarattığı korkuyla söyledim onu. Tek söylediğim de bu değildi. Neşeli bir hayat yaşadığımdan, ilişkilerimden bahsettim. Onun üstüne muhabir "Amerikalı bir sevgiliniz var" dediğinde "Herhalde bir Türk erkeğiyle evlenmek nasip olamayacak bu kadar kırgınlıkla" gibi bir şey söyledim gülerek. Oraya parantez içinde 'kahkahalar' yazsalar her şey değişecekken, nokta koyup bırakırsan bu insanlara çok sert gelebilir. İster tükürürüm, ister yalarım! Burası benim ülkem. Yargılarım da severim de... Talihsiz bir açıklama oldu, kabul ediyorum. Ama ne yapabilirim?
4 1
"Alyans klostrofobiyi tetikliyor" diye de bir demeciniz vardı. Ne değişti de bu kez nikah masasına koştunuz? İkimiz de evliliğin klostrofobik olduğunu düşünüyorduk. Ama birlikte yaşamaya karar verdik. Bunun getirdiği toplumsal ve bireysel zorlukların üstesinden gelebileceğimiz en makul sistem evlilikti. Bir de o 40'ına geldi, ben 30'uma... Aramızdaki şey o kadar güzeldi ki birbirimize bir hediye vermek istedik. Bu ilişki böyle bir sürprizi ve hiç yaşanmamış bir güzelliği çok hak ediyordu. Ailelerimiz de bu hızlı aşka karşı çok anlayışlı davrandı. Burak bir gün "Biz evlenelim" dedi. Ömrümümüzün sonuna kadar birlikte oluruz inşallah. Kısa süre oldu ama bu süre içinde evlilik sizde neleri değiştirdi? Evliliğin bir takım işi olduğunu anladım. Geçen gün Murat Dalkılıç, "Birine yanındaki kişiyi 'Bu benim eşim' diye tanıştırmak ne kadar güzel değil mi" dedi. Gerçekten de öyle, birine "Eşim" demek çok güven veren bir şeymiş. Eğer onu da yaşayım, bunu da yaşayım gibi dertlerin yoksa, abi bir tane adam olsun, biz dünyanın dertlerine ve güzelliklerine odaklanalım.
4 2
Siyaset, Gezi'den sonra mı bu kadar ilgi alanınızda oldu? Siyaset hiçbir zaman ilgi alanım olmadı. Babam emekli asker. Dayım yarbay, dedem astsubay, büyükamcam asker, anne tarafından Ali Gaffar Okkan'la akrabalığımız var. Devletin sınırlarına ve düşündüklerine karşı çıkmak bizim ailede çok yok. Benim babam "Her şeyin fazlası zarardır", "Dur" falan diyen bir adam. Ama siz pek durmadınız? Benim için Gezi Parkı politik bir simge değildi. "Ağaçlar kesilsin, kesilmesin"di, sonra siyasi bayraklar çekildi, konu başka yerlere gitti. Bu konuyla ilgili konuşmak da taraf olmak oldu. Ben taraf olduğumu söyleyemem. "Çocuklar ölmesin", "Kadın tecavüzü olmasın", "Ağaçlar kesilmesin" diyen biriyim. Bu beni neden taraf yapsın?
4 3
Geri vitese mi taktınız biraz? Böyle söyleyenleri görüyorum. Onlar ileri viteste ne görmüşler ki? Zaten hiçbir zaman isim belirterek, kişisel hakarette bulunmadım. Sosyal medya geriliminden uzak kalmak politik anlamda bir gericilik değil. Eşim, ailem ve sülalemin sağlığı, mutluluğu için en mantıklı şeyin bu olduğunu düşünüyorum. Eski fotoğraflara bakarsan karşıt fikirler aynı masada oturup yemek yiyor. Şimdi niye yapamıyoruz? Bunlar aile içi meseleler değil mi? "Ne oldu ya bize" deyip otursak masaya, herkes karşılıklı ağlamayacak mı? Aile kavgalarında öyle olmaz mı? Bu söylediklerimi de politik bir konuşma olarak algılama. Mutluluğu hedeflediğim için böyle konuşuyorum.
4 4