Dr. Bostancı, ‘’Dijital göz yorgunluğu sendromu, bilgisayar, telefon ve tablet kullanımı esnasında veya kullanımının ardından ortaya çıkan bir dizi oküler yüzey sıkıntısı ve görme problemi olarak tanımlanmaktadır. Hastaların en çok şikayet ettiği sıkıntılar arasında gözlerde yorgunluk, kaşıntı, kızarıklık, kuruluk, yanma, sulanma; bulanık veya çift görme, yavaş odaklanma, renklerin algılanmasında bozulma ve baş ağrısı yer alır. Bu problemler pek çok kişide bu tür ekranların kullanımına bir süre ara verilmesi ile hafiflerken, özellikle altta yatan göz kuruluğu, alerji, ve benzeri göz problemleri olan kişilerde mevcut göz hastalığının kötüleşmesine yol açarak yaşam kalitesini ve göz sağlığını bozabilir.
6 2
Yapılan çalışmalarda bu durumun iş yaşamında üretkenliği %40’a kadar azaltabileceği ortaya konmuştur.’’ açıklamasını yaptı. Dr.Bostancı; ‘’Göz yorgunluğu tedavisinde çizilecek rotada ilk yapılması gereken bu duruma sebep olabilecek mekanizmaların belirlenerek ortadan kaldırılması olmalıdır. Burada alınabilecek önlemler, çevresel faktörlerin değiştirilmesi ve göz bakımı ile alınabilecek önlemler olarak gruplandırılabilir.
6 3
Çevresel faktörlerden ilk düzenlenmesi gereken faktör ışıklandırmadır. Parlak ışıklar, ekrandan göze direk yansıyan güneş ışığı ve tepe floresan lambaları çoğunlukla kamaşmaya yol açarak gözlerde rahatsızlık yapar. Çok parlak ya da karanlık olan bir odada dijital ekran kullanan kişilerde göz yorgunluğuna daha sık rastlandığı, yine daha koyu ekran rengi kullanan kişilerde gözlerde kuruma şikayetinin daha fazla saptandığı çalışmalar ile ortaya konmuştur.
6 4
Ekran parlaklığı ortam aydınlatması ile benzer olmalı ve kontrast mümkün olduğunca arttırılmalıdır. Dijital ekranların gözlerden yaklaşık olarak 90 cm uzaklıkta olması, ekranın orta noktasının göz seviyesinin yaklaşık 15 cm altında konumlanması önerilmektedir. Gözlere çok yakın bilgisayar, tablet veya cep telefonu kullanımı, artmış bir yakın görme ihtiyacına yol açarak göz kaslarının fazla çalışmasına sebep olmakta, bu durum da gözlerde yorulma, şakak ve baş ağrısı gibi semptomların ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Tüm bunların yanı sıra hastaların gün içinde uygun miktarda sıvı alımının sağlanması, beslenmelerinde esansiyel yağ asitlerinin ve vitaminlerin dengeli bir şekilde verilmesi, uyku düzenlerinin korunması, altta yatan göz kuruluğu tedavisinin açısından önem arz etmektedir.
6 5