Grip nasıl öldürüyor?

Grip, nezle ile (soğuk algınlığı) karıştırıldığı için bu hastalığın önemi yeterince anlaşılamıyor. Oysa, grip bağışıklık sistemini felç ediyor. Dünyada her yıl 250 ila 500 bin insan ölüyor.

Grip küçümseniyor Grip, nezle gibi hafif ateş ve burun akıntısı ile geçirilen bir hastalık değil. Yüksek ateş, öksürük, baş ağrısı, kırıklık, kas ağrıları yapan ve hastaların ayakta dolaşmasını güçleştirerek yatma ihtiyacı hissettiren bir hastalık grip. Genellikle nezle ile (soğuk algınlığı) belirti veren her hastalığa “grip” olarak bakıldığı için gerçek gribin önemi yeterince anlaşılamıyor. Grip, önlenmesi ve tedavisi mümkün bir hastalık olduğu halde, bu hastalığı küçümseme yönündeki davranışlar ve yeterli bilincin oluşturulamaması hastalıkla mücadeleyi de güçleştiriyor. Bu yüzden ağır seyreden vakalarda, hastalar sağlık kuruluşlarına başvurmuyor. Peki, neye grip deniyor? Influenza virüsünün sebep olduğu, birincil olarak üst ve alt solunum yolunu tutan, ikincil olarak tüm vücuda yayılabilen bulaşıcı hastalık “grip” olarak adlandırılıyor. Grip (influenza) tüm dünyada önemli sayıda ölüme ve ekonomik kayıplara yol açan bir hastalık. Mevsimsel grip her yıl dünya nüfusunun yüzde 5 - 10’unu, çocukların ise yüzde 20-30’unu etkiliyor ve zatürreye bile neden olabiliyor. Ülkelerin çoğunda detaylı veriler olmasa da, gribin dünyada yılda 250 bin ila 500 bin insanın ölümüne neden olduğu tahmin ediliyor.
6 1
Grip nasıl öldürücü oluyor? Grip ölümlerinin önemli sebeplerinden biri, “altta yatan kronik bir hastalığı” olmayan sağlıklı insanlarda da görülebilen, gribe bağlı akciğer komplikasyonları. Zatürre ve solunum yetersizliği gibi komplikasyonlar, zamanında teşhis edilip, gerekli tedaviler yapıldığında düzelebilir. Ancak teşhisin gecikmesi veya doğru tedavinin yapılamaması ölümlere davetiye çıkarabilir. Zatürre ve solunum yetersizliğinin erken teşhisi, gerekli yardımcı solunum ve destek tedavilerinin başlanması açısından büyük önem taşıyor. Bu sayede ölümler önlenebilir. Grip ölümlerinde bir diğer sebep, çoğu zaman hastalanan kişinin “bağışıklık sisteminin zayıflamış olması” olarak gösteriliyor. Örneğin; kanser, ağır KOAH, diyabet, siroz, immün yetmezlik gibi bir hastalığının bulunması ya da kortizon veya kemoterapi gibi “bağışıklığı baskılayan bir tedavi” almasıdır. Burada esas ölüm sebebi olarak gribi değil, altta yatan hastalığı göstermek daha doğrudur.
6 2
Grip virüsü bağışıklık sistemini felç ediyor Yapılan bir araştırmaya göre, grip virüsü bağışıklık sistemini felce uğratıyor. Pennsylvania’da, Philadelphia Çocuk Hastanesi’ndeki araştırmacılar, domuz gribinin tüm dünyayı etkilemeye başladığı günlerde, neden bazı insanların gribi diğerlerine göre daha ağır geçirdiğine ilişkin önemli ipuçları elde etti. Journal of Leukocyte Biology’de yayınlanan çalışmada araştırmacılar, grip virüsünün normalde sağlıklı olan insanların bağışıklık sistemini felce uğratarak zatürre gibi ikincil bakteri enfeksiyonlarının oluşmasına sebep olduğunu gösterdi. Üstelik bu felç durumu uzun sürebiliyor ki, bu da virüse karşı tedavi stratejileri geliştirilirken dikkat edilmesi gereken bir husus.
6 3
Virüsten sonra bakteri enfeksiyonu Araştırmanın başındaki Dr. Kathleen Sullivan, bulguların virüs enfeksiyonlarının ardından gelişen bakteri enfeksiyonlarının altında yatan mekanizmaları daha iyi anlamamızı sağlayacağını söylüyor. Sullivan ve ekibi, ağır grip geçiren çocuk hastalarda, kan plazmasında bağışıklık tepkisini ilk başlatan unsurlar olan sitokinlerin düzeyine bakmışlar. Sitokin düzeylerinde artış görmekle birlikte, mikrop istilası üzerine bağışıklık hücrelerinin tepkisini tetikleyen toll benzeri reseptörlerin (Omurgalılarda doğal immün cevap mikroorganizmalara karşı savunmanın ilk basamağı) tepkisinde düşüş görmüşler. Bu da, bu reseptörlerin tepkisindeki azalmanın bağışıklık sisteminin felce uğramasına ve dolayısıyla ikincil bakteri enfeksiyonlarına sebep olabileceğini düşündürüyor. Söz konusu grip hastaları, orta şiddette grip geçiren hastalar, solunum sinsitiyal virüs (RSV- Her yaş grubunda akut solunum sistemi enfeksiyonuna neden olabilen virüs) hastaları ve sağlıklı kişilerden oluşan bir kontrol grubu ile karşılaştırılmış.
6 4