Meme kanseri ile şeker ilişkisine ışık tutan araştırma!

Cancer Research'de yayınlanan yeni bir araştırma, şekerin kanseri nasıl beslediğine ışık tutuyor. Araştırma, yüksek miktarda şeker tüketiminin, meme kanserinin akciğere metastaz yapma ve yayılma riskini arttırdığını da destekliyor.

Batı tarzı diyet risk faktörü Texas Üniversitesi Anderson Kanser Merkezi uzmanlarınca gerçekleştirilen araştırma, Batı tarzı diyetin birçok kanser türü için ana risk faktörü olduğunu ortaya koyuyor. Araştırma, genetik olarak kansere yatkınlığı olan farelere, insanların tükettiklerine uygun miktarlarda şeker verilerek yapıldı. Fareler, basit şeker içermeyen nişasta içeren diyet ve 3 farklı dozda şeker içeren diyet ile dört farklı beslenme düzeninde deney gruplarına ayrıldı. Bu fareler 6 aylık olduklarında şu sonuçlar ortaya çıktı: Nişasta içeren diyet ile beslenen farelerde akciğerde ortalama 6,6 kanser nodülü saptanırken, kg başına 250 gram şeker alan farelerde ise ortalama 16,7 akciğer nodülü geliştiği ortaya çıktı. Bu farklılık oldukça yüksek olarak gözlendi. Şeker alımı, farelerde akciğer metastazı sayısını arttırmıştı.
6 1
Şeker ve kanser mekanizması Şeker verilen farelerde tümör büyümesi ve metastaz gelişmesinin 12-LOX enziminin artmasına bağlı olduğu saptandı. 6 ay sonunda nişasta ile beslenen farelerin yüzde 30’ unda, şeker ile beslenen farelerin ise yüzde 50-58’ inde ölçülebilir boyutta kanser kitlesi olduğu saptandı. Yani aynı sürede şeker ile beslenenlerde daha fazla oranda büyük tümör gelişti. Çalışmada, gıdalarda genel olarak bulunan yüksek fruktozlu mısır şurubu veya sofra şekerinde glikoz ile birlikte bulunan fruktozun, meme tümörlerinde akciğer metastazı ve 12-LOX enzimini arttırmada rol oynadığı da tespit edildi. Kanser hücresinin metabolizmasının, sağlıklı hücreden farklı olması nedeni ile şeker ihtiyacı daha fazla ve bu hücreler normal hücrelere göre daha fazla şekeri kandan yakalayıp hücre içine alır.
6 2
‘Tümör değil, metastaz öldürüyor’ Araştırmanın uzmanlarından Texas MD Anderson Kanser Merkezi integratif tıp uzmanı Prof. Lorenzo Cohen, “Kanserli hastaların çoğu esas (primer) tümörden değil, metastazlardan dolayı ölüyor” diyor ve ekliyor: “Şeker oksijene benzetilebilir, yaşamak için elzemdir ama fazlası da zararlıdır. Vücudun şekere ihtiyacı var, şeker enerji kaynağıdır ve onsuz yaşamamız mümkün değildir. Kaynağından alınan şekeri rafine ediyoruz ve onu anormal miktarlarda kullanıyoruz. Yapılan bu çalışma, şeker ile kanser arasındaki ilişki hakkında ilk çalışma değil. Epidemiyolojik (insan topluluklarında sağlık olaylarının gözlemsel ve deneysel olarak incelenmesi anlamına geliyor) çalışmalarda beslenme ile yüksek miktarda şeker alınmasının meme kanseri gelişimi ile ilişkili olduğu saptanmıştı. Fakat bu ilişkinin mekanizmaları veya neden-sonuç ilişkisinin detayları tam açıklanamamıştı.
6 3
Tüketilen şeker miktarında büyük artış Prof. Lorenzo Cohen’ e göre, fruktoz içeren şeker tüketimi son 30 yılda ciddi biçimde artış gösterdi. ABD’ de 1970 yılında, kişi başına fruktoz tüketimi yılda 250 gram iken, 1997 yılında tüketim 28 kilograma yükseldi. Günümüzde bu miktar daha da yüksek. Fruktoz ve glikoz gibi şekerler kanser hücrelerinin metabolizmasında ihtiyaç duyulan karbon atomunu sağlıyor. Fruktoz normal şekerden farklı olarak, kanser hücrelerinin ihtiyacı olan protein yapımını da artırdığı için kanser büyümesini daha da arttırabiliyor. Şeker kanser hücresinin büyümesini arttırırken, fruktoz ek olarak protein yapımının arttırılmasıyla daha saldırgan kanser tiplerinin görülmesine neden olabiliyor. Fruktoz günümüzde gıdaların tatlandırılmasında yaygın olarak kullanılıyor. Kanser hastaları ya da kanser riski altında olanların işlenmiş gıdalardan, sofra şekerinden ve tatlandırılmış içeceklerden uzak durmaları öneriliyor.
6 4