-Yoğurt yapımı sırasında sütün kuru maddesindeki artış, süt proteinleri konsantrasyonunu da artırıyor. Dolayısıyla hem protein içeriğinin yüksek olması hem de proteinlerin yüksek biyolojik faydası nedeniyle yoğurdun beslenme açısından önemi artıyor. -Her ne kadar yağın kalp-damar hastalıklarını teşvik edici özelliği bilinse de dengeli bir beslenme için günlük diyette yoğurdun belirli ölçülerde yer alması gerekir. Özellikle çocuk ve gençlerin gereksinim duyduğu enerjinin bir kısmı süt yağı aracılığıyla karşılanır. -Yoğurt tüketimi ile kanser hücrelerinin oluşumu arasındaki ilişki tam olarak aydınlatılamamış olsa da yapılan çalışmalarda, düzenli yoğurt tüketimi ile meme ve rahim kanseri riskinin azaltılabildiği görülüyor. -Çalışmalar, süt ve süt ürünlerinin ( yoğurt, peynir) düzenli tüketiminin yüksek kan basıncı riskini azalttığını gösteriyor.

-Yoğun egzersiz çalışması sonrasında protein içeriği yüksek yoğurt, iyi bir seçim olacaktır. Protein, kasların kendini toparlaması için gerekli ve yoğurtta bulunan karbonhidrat, ağır egzersiz sonrası kaslarda azalan depoları doldurur. -Kalsiyum, güçlü kemikler ve sağlıklı dişler için çok önemli. Bilindiği gibi yoğurt kalsiyum açısından değerli bir kaynak. Vücut yeterli kalsiyum aldığında alınan bu kalsiyum doğrudan kemikler için kullanılıyor. Bu açıdan osteoporozun önlenmesinde yoğurdun önemi ortaya çıkıyor. Yoğurttaki kalsiyum ve D vitamini kombinasyonu sayesinde, kemiklerin güçlenmesini sağlar. Ayrıca D vitamini kalsiyumun depolanmasına yardımcı olur. -Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmede önemli görevi vardır. Günde 3-4 porsiyon yoğurt, hastalık ve enfeksiyonla savaşmada rol oynayarak daha güçlü savunma sistemi oluşumunu destekler.

Fazla yoğurt tüketmek nelere yol açar? Yoğurt kalsiyum ve protein içerir. Yetişkinler için özel bir durum yoksa günlük alınması gereken kalsiyum miktarı 1000- 1200 mg ‘dır. Günlük kalsiyum alımının 1500 mg’ı aşmamasına özen göstermek gerekir. Fazla kalsiyum alımı: -Kemiklerde birikerek kemik kırıkları riskini artırabilir. -Böbrek taşı oluşumuna neden olabilir. -Erkeklerde prostat kanseri görülme riskini artırabilir. -Kan pıhtılaşma bozukluğuna neden olabilir. -Diğer mineraller ile olan oranların bozulmasına ve diğer minerallerin emilimlerinde de aksamalara yol açabilir.

Fazla protein alımı: -Proteinin içermiş olduğu nitrojenin karaciğerde üre denilen artık maddeye dönüşmesine neden olur. Bu artık madde böbreklerden idrar vasıtasıyla atılır. Bu yüzden fazla protein karaciğer ve böbreklerin fazla çalışıp zorlanmasına neden olabilir. -Kolesterolün de fazla alımına neden olabilir. Buna bağlı kandaki kolesterol ve ürik asit seviyeleri yükselir. Karaciğer, böbrek, gut ve kalp damar hastalıkları açısından risk oluşur.