University of Oxford’dan araştırmacıların Trends in Cognitive Science‘da yayımladığı makaleye göre; bu durumun basitçe bakım davranışlarını tetiklemesinin ötesinde, ebeveynlerde ve ebeveyn olmayan bireylerde sevimli yavrular tarafından neden sevme güdüsü tetiklendiğine dair muhtemel bir açıklama geliştirebilecek farklı bir mekanizma söz konusu. Öte yandan, empati ve şevkat duygularının yanı sıra, sosyal ilişkilerin güçlendirilmesi de bizleri bebek bakımına zorluyor olabilir.
7 2
Örneğin; bulaşıcı bebek gülüşünü düşünün. Araştırmacılar; bebeklerin ses tellerini çoğunlukla yüksek bir frekansta titreştirdiği ve birçok kuş ve memeli türünün dikkat ve ilgisini çeken bebek gülüşlerinin ve “agulamalarının” “işitsel sevimliliğin" bir örneği olduğunu söylüyor. Öte yandan araştırma ekibi 1983 yılında yayımlanan ve kokusal işaretlerin; anne ve bebek arasındaki bağın güçlenmesine yardımcı olduğu bulgusuna ulaşılan çalışmaya dikkat çekerek, bebekleri her zaman hoş koku üretiyor olmayla ilişkilendirmiyor olabileceğimizi söylüyor.
7 3
Yayımlanmış düzinelerce çalışmaya bakarak, ekip; sevimliliğin bu geniş konseptinin, beyinlerimizde daha önce düşünülenden daha komplike etkiler oluşturduğunu düşünüyor. Ekibe göre bu durum; yalnızca hızlı bir bakım cevabına neden olmuyor, aynı zamanda da daha yavaş ve daha uzun süreli bir tepkiye de sebep oluyor. Bu tepki; oyun oynama isteği ya da zamanla giderek artan bir empati hissi de olabilir.
7 4
Bakım; yemek yeme, müzik dinleme ya da hoşa giden deneyimlerde de aktif hale geçen beynin temel haz sistemlerini ateşleyen uzun süreli olumlu sosyal davranışın, ihtiyatın, özenin ve sakinliğin kompleks bir kareografisini içeriyor. Aynı etki; cinsiyetin, ebeveyn ve ebeveyn olmayan bireylerin de ötesine geçiyor, böylece de amca, teyze gibi diğer aile bireylerinde de görülebiliyor.
7 5