Nazi savaş suçlusu Adolf Eichmann’ın yargılanmaya başlamasından sonra psikolog Stanley Milgram, bu deneyi gerçekleştirme kararı aldı. Deneyine başlarken cevap aradığı soru ise şuydu: “Eichmann ve Yahudi Soykırımında yer alan yüz binlerce yardakçısı sadece onlara verilen görevi yerine getiriyor olabilir miydi? Onların hepsi yardakçılık suçuyla suçlanabilir miydi?” Psikolog Milgram’ın amacı, bireylerin itaat sınırını ve itaat edilen eylemlerin niteliğinin kişinin o eylemi gerçekleştirmesinde ne ölçüde etkiliği olduğunu saptamaktı. Milgram deneyi için denekler, öğrenci ve öğretmen olmak üzere iki gruba ayrıldı
6 2
Farklı yaş ve meslek gruplarından seçilen deneklere deneyin amacının, “cezanın öğrenme üzerindeki etkisini ölçmek” olduğu söylendi. Ayrı odalara yerleştirilen öğretmen ve öğrenci arasındaki tek iletişim ses yoluyla sağlandı. İlk olarak öğretmenden öğrenciye sorular yöneltmesi ve her yanlış cevapta, önündeki düzenek yardımıyla öğrenciye elektrik vermesi istendi. 15 volttan başlamak üzere verilen elektrik, her yanlış cevapta artırılacaktı. Öğrencilerin yanlış cevapları üzerine onlara elektrik veren öğretmenlere, önce öğrencilerin bağırma sesi sonra ise ağlama sesi dinletildi.
6 3
Elbette bunlar ses bandıydı ancak öğretmenler bundan habersizdi. Öğrencilerin ağlama sesini duymalarına rağmen denekler, onlara şok vermeyi sürdürdü. Deneyi bırakmak isteyenler de oldu ama gözlemcinin “Devam et” söylemi üzerine deneyi uygulamaya devam ettiler. Gözlemciler, denekleri deneyden vazgeçmeleri durumunda uygulanacak herhangi bir yaptırımla tehdit etmemişti ama onlar, öğrencilerden gelen bağırma seslerine rağmen deneye devam ettiler.
6 4
Deneyin dehşet veren sonuçları tam da bu aşamada görülmeye başladı. Verilen elektrik şoku arttıkça, deneklere, öğrencilerin yalvarma sesi dinletildi. Bir sonraki aşamada ise aniden kesilen öğrenci sesi dinletildi. Ama bazı denekler, tüm bunlara rağmen elektrik şokunun şiddetini artırmaya devam ederek deneyi sürdürüyordu. Üstelik deneye katılanların tamamı “normal” insanlardı. Yani hiçbirinin sadistlik vb. rahatsızlıkları yoktu. Milgram, ulaştığı rahatsız edici sonuçları, 1974 tarihli makalesi “İtaatin Tehlikeleri”nde özetledi. Ünlü psikolog bu araştırmasını ilk olarak 1963 yılında Anormal ve Sosyal Psikoloji dergisindeki makalesiyle tanıtmış ve deneyden sonra elde ettiği bulguları da Otoriteye İtaat isimli kitabında derinlemesine incelemiştir. Milgram deneyinden çıkan sonuç gerçekten dehşet vericiydi: Bireyler bir otorite söz konusu olduğunda, karakterlerini hiçe sayıp kendilerinden istenen eylemleri ne pahasına olursa olsun gerçekleştirebiliyorlardı. “Sadece görevlerini yapan, kendi başlarına vahşi işlere kalkışmayan sıradan insanlar, korkunç bir yok etme işleminin bir parçası olabilmekteler.”
6 5