Molecular Psychiatry’de yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, üzüntüye bağlı olarak beyindeki stresle ilgili kimyasalların seviyeleri artış gösterebiliyor. Bu kimyasalların yükselmesi ise kandaki iltihaba neden olan proteinlerin sayısını artırarak kalp hastalıkları, felç ve metabolik sendromlara neden olabiliyor.
7 2
Üzüldüğümüzde, üzüntüyü dengelemek için beyinde opioid adı verilen kimyasalların seviyesi düşüyor. Ancak bu opioidlerin beden üzerinde olumsuz etkileri de olabiliyor. Nasıl mı? Bağışıklık sistemini karıştırarak hastalıklara karşı daha korumasız olmamıza neden oluyor. Bazı durumlarda inflamatuar (Çeşitli mikrobik ajanlar veya toksinlerine karşı vücudun göstermiş olduğu; hararet artması, kızarıklık ile karakterize iltihabi reaksiyon.) özelliğe sahip IL-18 adlı proteinin salınımı da tetikleniyor. Buna bağlı olarak da kardiyovasküler (Kalp, damar ve kan dolaşımı sistemi.) rahatsızlıklar meydana gelebiliyor.
7 3
Family Fit kitabının yazarı Klinik Psikolog John E. Mayer’e göre, üzüntü depresyon olmasa da, tüm vücut fonksiyonlarının zayıflamasına yol açabiliyor ve allostatik yüklenme de karışıklıklara neden olabiliyor. Bağ ağrılarının, eklem ağrılarının ve bağırsak sorunlarının üzüntülü dönemlerde artış göstermesinin nedeni bu şekilde açıklanıyor.
7 4
Beslenme alışkanlıklarımız da bu ani düşüşlerden etkilenebiliyor. Plos One’de yayımlanan bir başka araştırmada, üzüntülü hallerin acı, tatlı ve ekşiyi algılayabilme yeteneğini yükselttiği belirtiliyor. Ayrıca üzüntülü insanlar sağlıksız besinlere daha fazla yükleniyor ve kendilerini kısa sürede kilo alma riski ile karşı karşıya bırakıyorlar. Ancak sorunlar bununla da sınırlı değil. Çünkü bu tutuma bağlı olarak uzun dönemde hipertansiyon ve kalp sorunları da oluşabiliyor.
7 5