Bilim insanları, araştırmaya dahil olan 22 katılımcıya değişik oranlarda karbonhidrat içeren solüsyonları tattırdılar. Katılımcılar bu solüsyonların tadını ‘nişastamsı’ olarak değerlendi. Ayrıca bir kısmı bu tadı pirinç tadına benzetirken diğerleri ekmek ve makarna tadına benzetti. Sonrasında katılımcılara, özel olarak dil üzerindeki şeker tadını alan alıcıları bloke eden ve uzun zincirli karbonhidratların kırılmasını sağlayan enzimi bloke eden iki bileşik verildi.
7 3
Şimdiye kadar, insanların karbonhidrat tadını ayırt edemeyecekleri düşünülüyordu. Çünkü karbonhidratlar çok hızlı parçalanırlar ve kendilerini oluşturan şeker moleküllerinden geriye yalnızca şeker tadı kalır. Bu sebeple karbonhidrat tadının tespit edilmesinin mümkün olmadığı düşünülüyordu. Daha önce bu alanda yapılan çalışmada da karbonhidrat tadı sandığımız şeyin aslında şeker tadı olduğu savunuluyordu.
7 4
Fakat yeni yapılan araştırmada dil üzerindeki belirli alıcıları ve karbonhidrat parçalayan enzimleri bloke edilen katılımcılar, ‘nişastamsı’ bu tadı hala algılayabildiklerini belirttiler. Juyun Lim, her kültürün karmaşık karbonhidrat sağladığı bir ana kaynağı olduğunu söylüyor. Yani tadını alamadığımız bir şeyi yiyor olmamız, pek anlamlı değil.
7 5
Araştırmaya göre, yeni bulunan bu tat, insanların ekmek ve pirinç gibi karbonhidrat zengini gıdaları sevmesini de açıklayabilir. Bilim insanları yeni yapacakları çalışmalarla da dil üzerinde bu 6. tadı almamızı sağlayan reseptörleri tespit etmeye çalışacaklar. Aslında nişasta yeni keşfedilen tek tat da değil.
7 6