Miranda’nın ağzında hiçbir şey yoktu. Sadece patlamış mısır tanesi nefes borusuna takılmıştı. Sağlık ekibi ambulanstayken Miranda’nın kalbinin yeniden atmasını sağladılar.

Ancak küçük kızın ailesi, kızlarının kalbinin durduğu ve bilinçsiz yattığı anlarda kızlarında oluşan hasarı bilmiyordu. Acilde müdahale edilen Miranda solunum cihazına bağlandı.

Miranda’nın doktoru, minik kızın beyin ölümünün gerçekleştiğini duyurdu. Doktor, yaşam destek ünitesinin fişinin er ya da geç çekileceğini bilse de kararı aileye bıraktı. Ailenin gönlü buna razı gelmiyordu. Lawson ailesi, yaşam ünitesinin fişini çekmemek için hastane görevlileriyle büyük bir tartışma yaşadı. Sonunda mahkemelik oldular. Umutları bitmiş olsa da Lawson ailesi, Virginia’daki mahkemeye çıktı. Bu sırada küçük kız da hastanede yatıyordu.

Miranda, hemşirelerin ilgi odağıydı. Her ne kadar beyin ölümü gerçekleşse de Miranda ile yakından ilgileniyorlardı ve başında ağlıyorlardı. Miranda’nın annesi ve babası uğraşsa da mahkeme hızlı karar alamıyordu. Miranda artık yaşam ünitesiyle bile hayata tutunamadı ve geçtiğimiz kasım ayında hayatını kaybetti.