Kadınlar için bacaklar yalnızca bacak mıdır?

Biz kadınlar için yalnızca sağlıklı bir çift bacağa sahip olmak yetmez, sütun gibi olanlar lazım bize. Çünkü çarpık bacaklar bizi başarıya götürse de, sütun gibi bacaklara sahip olmadıktan sonra Nobel kazanmışsın ne önemi var?

Ece Çavuşoğlu

Yıl 1994, her sene olduğu gibi erkenden yazlığa gitmişiz. Ben o zamanlar 7 yaşındayım. Mahallenin en küçüğü olarak sürekli ablaların peşine takılıyorum pek sevimli olduğumdan kimse bana sen gelme demiyor.

Bir gün arkadaşlarım (!) ve ben sahilde güneşlenip sohbet ediyoruz. İçlerinden biri ’Arzu’nun bacakları çok güzel’ diyor. Hemen lafa karışıyorum ‘Bacak nasıl güzel olabilir ki? Bacak işte, bence senin bacakların da çok güzel.’ diyorum.  Hep birlikte güzel bacak nasıl olur anlatıyorlar bana; bacakların ortası boş olmayacak, dizden aşağısı düz gidecek gibi aklımı karıştıran tasvirlerden sonra kendi tombul bacaklarıma bakıyorum. Bir bacağın güzel ya da çirkin olması, o anda bana dünyanın en saçma şeyi gibi geliyor. Sonuçta hepimizin bacakları var ve bacaklar güzel ya da çirkin olamaz. Bacak bacaktır işte…

Yıl 2016, ben yakında 29. yaş günümü kutlayacağım. 7 yaşından beri bacaklarımı ve vücudumun geri kalan bölgelerini beğenmiyorum. En büyük hayalim ise bir sabah uyandığımda tıpkı Gregor Samsa’nın devcileyin bir böceğe dönüşmesi gibi, ‘üflesen uçacak’ gibi duran sıfır beden bir modelin vücuduna sahip olmak.  Olimpiyat şampiyonu olmak, Nobel ödülü almak falan benim için pek önemli değil çünkü zayıf ve güzel olmadıktan sonra elde ettiğiniz başarının hiçbir önemi yok!

Nagihan Karadere’nin Survivor konseyinde yaptığı konuşmayı izleyip güldük. Kendini anlatırken ‘Ben kendimle gurur duyuyorum.’ diyen Nagihan, yarışmanın başından beri gerçekten harika oyunlar çıkarıyor. Kendisinin de dediği gibi ‘erkeklerle yarışır’ düzeyde bir kadın sporcu. Oyunlarda başarılı olması, bugüne kadar aldığı madalyalar bize yetmiyor bir de onun performansını erkeklerle kıyaslıyoruz. Çünkü o bir kadın ve bir kadın süper model fiziğine sahip değilse elde ettiği tüm başarılar mutlaka bir şeyle kıyaslanarak değerlendirilmek zorunda!

Nagihan’ın dedikoducu olması, bir söylediğinin öbürünü tutmaması, kibirli konuşmaları bizi güldürse de aslında pek umurumuzda değil. Ama şarkı söylerken giydiği elbise, bacaklarının ve kollarının kaslı görünümü bizim için son derece önemli.  Sosyal mecralarda yapılan ‘Nagihan Abi’ geyiklerini mutlaka görmüş olmalısınız. Hatta bazılarını okuyup gülmüş de olabilirsiniz. Ama ben gülmedim. Hem de hiç!

Dünyaca ünlü tenisçi Serena Williams başarıdan başarıya koşmasına rağmen hala kaslı vücudu nedeniyle oldukça ağır şekilde eleştiriliyor.  New York Times gibi prestijli bir yayın kuruluşundan tutun da, sıradan magazin bloglarına kadar Williams’ın vücudunun ‘bir kadına göre fazla kaslı’ olması eleştiriliyor. Kadın yaşayan efsane ama bir Disney Prensesi gibi görünmediği, yakışıklılıklarıyla ünlü müzisyenlerin kliplerinde oynayıp seksi pozlar vermediği için sportif başarılarının bir önemi yok. Neden olsun ki?

Sık sık kilosu nedeniyle eleştirilen Hadise de bu konuda neler hissettiğini açıkça dile getirmişti. Magazin muhabirlerine Kilomun sürekli gündeme getirilmesi beni incitiyor. Yeter artık çok ayıp. Bu anlamda bana şiddet uygulanıyor. Bedenim bana ait. Kimseye yorum yapmak düşmez. Aynaya baktığımda kendimi iyi hissediyorum bu bana yeter’ diyen şarkıcının bu açıklamaları tabii ki kimseyi tatmin etmedi. Çünkü Hadise de diğer tüm sıfır beden kadınlar gibi başkaları tarafından ‘başarılı’ bulunması için mutlaka çok zayıf olmalı, zamanının çoğunu spor salonunda harcamalı ve kaçamak öğünlerinde diyet dondurmadan başka bir şey bulunmayan katı diyetler uygulamalı.

Sizi bilmem ama ben son derece sağlıklı bir görüntüsü olan, kaslı kolları ve bacaklarıyla herkese meydan okuyan, mini elbisesi ve topuklu ayakkabılarıyla eğlenen Nagihan’ı, Beyoncé’nin videosunda rol alan Serena Williams’ın harika bacaklarını, Hadise’nin özgüvenli duruşunu çok beğendim.

Evet, neredeyse 29 yaşındayım. Ergenlik çağından beri sürekli kilo alıp veriyorum, 7 yaşından beri vücudumu beğenmiyorum ve salata yemekten nefret ediyorum. Peki bu benim mutlu ve başarılı olmamı engeller mi? Tabii ki hayır!

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar