Pozitif mi negatif mi?

Şems Uzuneser

Pozitif ve negatif… İçinde yaşadığımız ikilik dünyasında en çok kullandığımız kelimelerden ikisi. Işık ve karanlık, acı ve mutluluk, sevgi ve nefret… İkilik prensibinin sonucu olarak yaşadığımız duygular.

Pozitif düşün pozitif ol! Dendiğini hemen hepimizi duymuşuzdur ve hak vermişizdir. Gerçekten de insan pozitif düşününce bir şekilde duygular ve eylemler de pozitifleşiyor. Peki, pozitif düşünmek o kadar kolay mı?

Özellikle dünyanın içinde bulunduğu şiddeti göz önüne aldığımızda pozitif ol demek ya da olmak o kadar da kolay değil. Her gün şiddetin yeni bir çeşidi ile karşılaşıyorsak negatif olmak daha olası.

Kendimize dönüp şöyle bir düşünelim, pozitif olmak ya da negatif olmak elimizde mi? Yani canımız istediğinde pozitif veya negatif olabiliyor muyuz? Şiddeti izlerken ben pozitif olacağım ki bu şiddet pozitife dönüşsün dediğimizde duygularımız ve eylemlerimiz de pozitife dönüşüyor mu?

Yoksa ne kadar pozitif söylemlerde bulunsak da içimizden şiddete şiddetle cevap vermek mi geliyor? İnsan kendi iradesi ile kendi düşünce ve duygularını pozitifleştirebilir mi?

Maalesef bu o kadar kolay değil. Çünkü pozitif ya da negatif olmak aslında kişilikle ilgilidir. 3-5 yaşındaki çocukları inceleyin, bazısı çok neşeli, yapıcı, dost canlısıdır bazısı ise sürekli kavga eder ve şiddet gösterilerini sever. Bu çocuklara kim pozitif ol ya da negatif ol diyor ki…

Bazı kişilerin hayatı dışarıdan bakınca çok kolaydır, mali sıkıntıları yoktur, iyi bir iş iyi bir aile sahibidirler. İmkanları geniştir fakat sürekli karamsar, negatif, kızgın ve öfkelidirler. Bazıları da her türlü imkansızlığa rağmen pozitiflerdir, iyimserlerdir.

Yani anlayacağımız pozitif ya da negatif olmak her zaman kişinin elinde olan şeyler değildir, kişinin olaylara ve durumlara nasıl yaklaşacağı daha çok kişilik özellikleri ile ilgilidir. Bu nereden kaynaklanıyor? Bunu inceleyelim.

İnsan yapısında sıcak ve soğuk enerjiler vardır. Orijinal Yoga Sistemi’nde sıcak enerji akımına Pingala, soğuk enerji akımına İda denir. Bedendeki Pingala enerji akımı eril yani güneş enerjisini, İda enerji akımı ise dişil yani ay enerjisini temsil eder.

Sıcak enerji kişiyi dışa dönük, iyimser, fiziksel aktiviteye yatkın ve pozitif yapar. Soğuk enerji ise kişiyi içe dönük, karamsar, zihinsel aktiviteye yatkın ve negatif yapar. Bu enerjiler dönüşümlü olarak insan yapısında çalışırlar. Dengeli ve sağlıklı bir bedende 1-1,5 saat sıcak enerji, 1-1,5 saat soğuk enerji baskın olur.

Fakat sağlıksız bir bedende bu enerjilerin dengesi kaybolur. Bireyde ya sürekli sıcak enerji akımı ya da sürekli soğuk enerji akımı baskın olabilir. Bu da kişiliğe yansır. Sıcak enerji akımı baskınsa birey dışa dönük, eylemsel ve pozitif olmaya yatkın olacaktır. Eğer soğuk enerji akımı baskınsa böyle bir kişi daha içe dönük, zihinsel ve negatif olmaya yatkın olacaktır.

Bu enerjilerin dengeli olduğu halde ise kişi ne eylemsel ne de zihinsel olarak baskın bir kişiliğe sahiptir. Böyle bir kişi her türlü durumda sakin, serinkanlı, objektif ve problem çözücü olabilir.

Bu iki enerji akımı aslında ne pozitif ne de negatiftir. Bu iki akım dönüşümlü olarak çalışır, biri aktif olduğunda diğeri pasif hale gelir. Bu aynen elektrikteki pozitif ve negatif uçlar yani yükselen ve inen enerji akımları gibidir. Pozitif enerji akımı yükseldiğinde negatif enerji akımı düşer ya da tersi olur.

İnsan bedenindeki sıcak ve soğuk enerji akımları da bu şekilde çalışır. Dengeli ve sağlıklı bir bedene sahip bireyde bu akımlar da dengeli bir şekilde inip çıkacağı için kişi sürekli bir akımın etkisi altına girmez.

Örneğin bir karar vermek gerektiğinde bu iki akım dengeli çalışıyorsa birey hem o karar üzerinde etraflıca düşünecek hem de verdiği kararı uygulamak için fiziksel eyleme geçebilecektir.

Oysa bu iki akım dengeli değilse, ya zihinsel enerji akımı baskın olduğu için birey sürekli durum üzerine düşünecek, varsayımlarda bulunacak ama karar veremeyecek veya karar verse de fiziksel enerji düşük olduğu için harekete geçemeyecek. Ya da fiziksel enerji akımı baskınsa bu sefer birey hiç düşünmeden direk eyleme geçecektir.

Sağlıklı ve dengeli bir yaşam için bu iki enerji akımının Orijinal Yoga Sistemi teknikleri uygulanarak dengeli hale getirilmesi gerekir. Aksi halde kişi hayatındaki gerekli dengeyi bulamaz. Ya sürekli zihinsel olur, düşünceler, fikirler, varsayımlar içinde boğulur ya da düşüncesizce eylemlerde bulunur.

Bu iki karşıt enerji akımının dengelenmesi kişiye yeni bir yaşam yolu sunar. O da iki enerjinin ortasından geçen nötr bir yoldur. Bu yolda kişi ne negatiftir ne de pozitif. O dengeli olduğu için hiçbir tarafta yürümez. Gerçeğin aslında iki tarafta da olmadığını ortada olduğunu bilir, pasif görünür ama aslında gerçek yolunda yürüdüğü için gerçeği ortaya çıkaran bir aktifliğe sahiptir.

Bu ortadaki yolda yürümek tarafsız olmak değildir, tarafların ötesinde olmaktır. Orijinal Yoga Sistemi uygulayan kişi böyledir, ne negatiftir ne de pozitif o tüm karşıtlıkların ötesinde gerçeğin içindedir. Eğer sizin için hala negatif veya pozitif varsa siz hala gerçeğin içinde değilsiniz, hala ilizyondasınız demektir. Çünkü gerçek ne pozitif ne de negatiftir gerçek bunların ötesindedir.

“Dünyevi kişilere aydınlanmış insanın hayatı flütün içindeki boşluk gibi görünür. Ama aydınlanmış insan yaşam flütünün deliklerini ustalıkla kullanarak evrensel melodiyi ortaya çıkarır.”  Büyük Üstad Akif Manaf, Özlü Sözler 3.Kitap

Şems Uzuneser
Yoga Academy Eğitmeni
 www.yogaacademy.com.tr
https://www.facebook.com/pages/Yoga-Academy/155455811146419

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar