Konuştuk, gördük; herkes Vedat Milor olamaz!

Onu tanımayan var mı? Keyifli lezzet söyleşileriyle ve kendine has üslubuyla çok sevdiğimiz Vedat Milor bu başarıya olan merakımızı tek cevabıyla aydınlattı.

Konuştuk, gördük; herkes Vedat Milor olamaz!

İşimiz hayata 'tat' katmak olunca, aklımıza ilk gelen isimlerden biri Vedat Milor oldu.

Herkesin en büyük hayalidir, hobisini yaşam biçimine dönüştürmek. Ne yazık ki çok azımıza kısmet olur bu. Vedat Milor, bunu basaranlardan. "Bir gün yapmak zorunda olduğum değil, yapmak istediğim işte olacağım umudu, yaşam sevincimizin ana pillerinden biri“ diyor Vedat Milor.

'Tadı Damağımda' adlı programı ile yayına başladığı günden beri milyonlarca insanı ekranların başına toplayan Vedat Milor, Türkiye`nin en sevilen isimlerinden biri. elmaelma olarak bu başarının arkasında yatan sırrı çok merak ettik ve benzer birçok format arasından sıyrılarak gönüllerde taht kurmayı başaran bu sempatik insanı daha yakından inceledik.

1955 Konya doğumlu olan Milor, Galatasaray Lisesi‘nden sonra Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü‘nü bitiriyor. Hem de yüksek şeref derecesiyle. Daha sonra yurtdışında eğitimine devam ediyor ve Amerika’nın saygın üniverstilerinde öğretim üyeliği yapıyor. Akademik kariyerinde bu kadar başarılı olmasından dolayı mı seviyoruz peki onu? Tabi ki de hayır. Biz onu Gurme Vedat Milor olarak televizyondaki programıyla tanıdık. Ama nedir öyleyse bu adamı bu kadar farklı kılan şey? İncelemeye devam…

Siz de Vedat Milor’la Tadı Damağımda’yı seyrettiğinizde bir an televizyon karşısında olduğunuzu unutuyor musunuz? Veya onun gezip yemek yediği yerlerde olmak istiyor musunuz o an? Bu sorulara biz açıkcası hep „Evet“ cevabı aldık. Nedeni de Vedat Milor’un aslında tipik bir televizyoncu olmaması. Yani o, program yapmak için program yapanlardan değil. Stüdyo yok, sunucu yok, süslü senaryolar veya grafikler yok! Vedat Milor çıkıyor, gittiği mekanda doğaçlama sohbetini yapıyor. Sanki seyirci ile birlikte alıyor o yemeğin veya şarabın keyfini. Hatta bazen o kadar kaptırıyor ki kendini, lezzeti seyirci ile paylaşamadığı için üzüldüğünü görebiliyorsunuz.

Onu programda bu kadar doğal kılan yönü de hiç süphesiz sohbeti arasında kameraya dönerek seyirciye hitap etmesi. Ve tabi ki de hitap şeklindeki gerçekliği ve samimiyeti. Bu hitap seyircinin kendini özel hissetmesini sağlıyor.

İmrenilen bir hayata sahip

Herhalde Vedat Milor’un hayatını istemeyecek kişi sadece sağlık nedenlerinden dolayı böyle bir yaşamı reddeder. 'Yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat!' sözüne yeni bir boyut getirdiği hiç şüphesiz. Yerinde olmak için milyonlarca insan can atıyor. Hatta bazıları, "Ne var ki ben de yaparım çok kolay, oturup yemek yiyor arada da birkaç laf ediyor işte“ diyecek kadar kendinden geçebiliyor seyrederken.

Herkes Vedat Milor olabilir mi? Kişiliğini bir yana bırakalım, yemek ve şarap konusundaki engin bilgisine erişmek mümkün mü?

Sevdiği işi yapıyor

Sanıyorum biraz anlatabildik kendimize Vedat Milor’u neden sevdiğimizi ve onun hayatının bir parçası olmak için neden programını dört gözle beklediğimizi. Vedat Milor hayranlarına ayrıca bir müjdemiz var.

Artık isteyenleri VIPcall sayesinde telefonla arayarak, gittiği yerlerden izlenimlerini doğrudan paylaşıyor ve yediklerini içtiklerini, gezdiklerini gördüklerini “sıcağı sıcağına” aktarıyor. Bu ilginç hizmetin detayları, Vedat Milor’un kişisel web sitesinde: www.vedatmilor.com

Yorumlar