Yumurtanızı bağışlar mıydınız?

Bir kadının bütün yumurtaları daha doğmadan önce anne karnında oluşuyor ve gebeliğin ilk 10-20 haftası arasında büyümeye başlıyor. Yumurta hakkında ilginç gerçekleri de her kadının bilmesi gerekiyor.

Yumurtanızı bağışlar mıydınız?

Amerika'da gitgide gelişmeye başlayan yumurta bağışı, ilginç hikayeleri konu alıyor. Çocukları olmayan kısır çiftlere hem yardım edeceklerini düşünen, hem de paraya ihtiyaçlarını karşılayan üniversiteli gençlerden sadece biri olan 21 yaşındaki Abigail, tam beş kere yumurtasını bağışlamış.

İnsanlar, yumurta bağışlamanın henüz ortaya çıkmamış uzun vadeli etkileri konusunda endişeliyor. Kısa dönemde ise; donörlerin kullandığı hormon ilaçlarının, ruh hâli değişimleri, vücutta sıvı tutulması ve göğüs hassasiyeti gibi çok önemsenmeyen sorunlardan, nadir görülen ciddi problemlere kadar pek çok yan etkisi var.

OHSS olarak kısaltılan Ovaryen Hiperstimülasyon Sendromu (yumurtalıkların aşırı uyarılma sonucu şişmesi), bunlardan biri. Bu sendrom; kanda pıhtılaşma, böbrek yetmezliği, akciğerlerde sıvı birikmesi ve bir ya da iki yumurtalık kaybı gibi ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Abigail, “Bağış yaptığım insanlara hiçbir şeye değişilmeyecek bir hediye verdiğim konusunda asla şüphem olmadı”, diyor.

Yumurta bağışı kolay bir işlem değil:

Uygun yumurta donörü olarak seçilmek için Abigail altı ay boyunca çeşitli tıbbi testlerden geçmiş, psikolojik danışmanlık almış ve hukuken incelenmiş. Ayrıca her bağış döngüsünde, yumurtalıklarının birden fazla yumurtayı harekete geçirebilmesi için her gün kendine hormon iğnesi yapması gerekmiş. Ardından doktor çok ince bir enjektörle vajina duvarından geçerek yumurtalıklarına ulaşmış ve yumurtaları çıkarmış.

Her regl döneminde yaklaşık 7-10 kilo alan Abigail, baş ağrısı ve sivilce gibi, prosedür bittikten sonra ortadan kalkan çeşitli yan etkilere de maruz kalmış.

Yumurta dondurmak yeni bir yöntem değil. Dondurulmuş yumurta sayesinde ilk doğum, bundan tam 25 sene önce gerçekleşti. O dönemde, 1978 yılında gerçekleşen ilk tüp bebekten sonra üreme konusundaki yeniliklere bir ilave olarak görülmüştü. Ancak tüp bebek yöntemi sonraları çok ilgi görmesine rağmen, yumurta dondurtma işlemi o kadar talep görmedi.

Üreme Uzmanı Jinekolog Doktor Geoffrey Sher, “Elde ettiğimiz rakamlar iç açıcı değildi” diyor. Uzun yıllar, yaşayan bebek sayısı yüzde üç oranında kaldı. 2005 yılına gelindiğinde ise dondurulmuş yumurtaların sadece 150 tanesi yaşayabilmişti. Problem, dondurma işlemindeydi. Yumurtalar birkaç saat içinde yavaş yavaş donduruluyordu. Dolayısıyla buzlanma oluşuyor ve buz kristalleri yumurtanın etrafını sararken ona zarar veriyordu. 

Ancak 10 yıl önce, bilim insanlarının vitrifikasyon adı verilen tekniği geliştirmesiyle her şey değişmeye başladı. Bu hızlı teknoloji sayesinde yumurtalar birkaç saniyede donduruluyor, kristalize olmasına fırsat tanınmıyordu. Dondurulan yumurtaların yüzde 90’ı, çözülürken hayatta kalmayı başardı ve geçtiğimiz iki yıl içinde 1.500 doğum gerçekleşti. Bugün donmuş yumurtadan bir bebek dünyaya getirme şansı yüzde 50. 
 
Yumurta dondurmak kolay bir işlem değil:

Tüp bebekte olduğu gibi, anne adayı yumurta üretimini uyarmak için iki hafta boyunca her gün kendine hormon iğnesi yapmak zorunda. Bu süre boyunca kan testi ve ultrason için üç günde bir doktorunu ziyaret etmesi gerekiyor.

Ayrıca bir de anestezi altında yapılan operasyon var. Doktor önce yumurtaları topluyor, ardından donduruyor. Amerika’da bugün tüp bebek yönteminin ücreti 5.000 dolar civarındayken, genelde 10-12 yumurta elde edilen vitrifikasyon işleminin fiyatı bir yıllık saklama ücreti dâhil 15.000 dolar civarında. Vitrifikasyon tekniği ilk olarak kanser hastalarının doğurganlığını korumak adına kabul görmeye başladı.

Yumurta hakkındaki ilginç gerçekler:

- Yumurta bedende bulunan en büyük hücredir. Ayrıca ortalama bir yumurta, regl öncesinde 10 kat daha küçük oluyor.
- Yumurtalıklara düşecek olan yumurta, döllenme için üç-dört ay öncesinden hazırlanıyor.
- Ortalama bir kadın hayatı boyunca 450 kez yumurtluyor. Regl ile bir bölümü atılıyor. Geri kalanlar bedende parçalanıyor.
- Genç yumurtalar renksiz ve yarı saydamken, yaşlandıkça hafifçe kahverengileşiyor.
- Yumurta tek eşli. Sadece bir spermin içeriye girmesine izin veriyor. Sperm girdikten sonra, üzerindeki tabaka mutasyona uğruyor (yani kapılar kapanıyor). Böylece diğer yüzücüler içeri alınmıyor.

 

Kaynak: Women's Health

 

Yorumlar