Atina'da sıcak kış!

Evrim Duyal Akses

Yılbaşı yaklasirken Avrupa giyinir, süslenir. Sizi bilmiyorum ama bana müthiş bir coşku verir şehirlerin süslenmesi, yeni yıla hazırlanması.. Ruhum da onlarla beraber hazırlanır yeni bir yıla, arınmaya..

Yılbaşı öncesi bir yerlere mi gitsek, nereye gitsek derken ani bir kararla Atina'ya gidelim dedik.

İki gündür Atina kazan biz kepçe dolaşıyoruz ve iki gün daha sürecek bu macera.

Tam beklediğim gibi... Şehir süslenmiş, bizi bekliyormuş.

Şehri keşfetmeye başladık tabi hemen. Tarihi yerleri keşif zaruri. Ama bir de gurme tarafını öğrenmek lazım gidilen ülkenin.

Hani kebabımız, baklavamız var ya bizim, bizimle özdeşleşmiş, bizden çıktı dediğimiz.. Burda onlar da aynı şeyi kendileri için söylüyorlar, 'kebap da baklava da bizimdir' diyorlar.. Tatlarına, kebabı, baklavayı nasıl yaptıklarına bakıyoruz iki gündür.. Bu konudaki yorumlarımı, neyi nerde yemeniz gerektiğini döndüğümde ayrıca anlatırım..

Atina'da benim asıl dikkatimi çeken başka birşey var.

Ne mi?

İnsanların sıcaklığı, samimiyeti.. Bu kadar sıcakkanlı mıydı bu insanlar? Hepsi birer sevgi kelebeği sanki, abartmıyorum.

Herhangi biriyle bir diyaloğa girdiğimizde, nerden geldiğimizi soruyor. Türk olduğumuzu söyleyince daha da sıcak davranıyor, bildiği Türkçe bir şeyleri söylemeye çalışıyor falan.

Esnafın sıcak davranmasını anlarım. Potansiyel para anlamına geliyoruz onun için. Otel yöneticileri de bize iyi davranmalı, zira iyi referans candır. Ama sokaktaki adamin arabasını özel olarak bize yol tarif etmek için durdurup, adresi anladığımızdan emin olduktan sonra yoluna devam etmesini iyi niyetle yorumlamak zorundayim. Biz sormadığımız halde ve trafiği tıkama pahasına hem de! Arkasındaki arabalar da korna falan çalmıyorlar bu arada. O derece canlar.. Bunun gibi birkac örnek daha yaşadık.

Bu durum beni gerçekten etkiledi.. Yunanistanla tatsız geçmişimiz malum.. Ama bunları geride bırakabilmiş olmak, insanlara ülke, din, dil ayrımı yapmadan davranabilmek, gerçek bir 'olmuşluk' ve 'olgunluk' demek. Ve bu insanlar bu olgunluğa çoktan ulaşmışlar..

İnsanların yalnızca insan olmalarından ötürü en azından asgari bir saygıyı hak ettiklerini düşünen ben için çok umut verici bu tür şeyler. İnsanlığa ve insan olmaya dair. Her gün daha kötüye giden şu dünyada, birşeylerin aşılabileceğine ve kaliteli bir geleceğe dair heyecan verici bir ihtimal..

Kafamızdaki kalıplardan ve önyargılardan sıyrılmayı başarabildiğimiz oranda evriliriz aslında.. Ve gerçek anlamda bir 'olmuşluğa' ulaşırız.. Bu gerçeği önemsemek zorundayız..

İşte bunları düşündürdü bana bu ülkenin insanları.. Galiba seyahatimin en doyum sağlayıcı tarafıydı bu benim için..

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar