Dün Twitter'da gezerken gördüm. Müslüman olduğumuz için yılbaşı ağacı süsleyemezmişiz. Yeni yılı kutlayamazmışız. Bu konu TT olmuş.
Toplum olarak bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma gibi bir huyumuz var ne yazık ki.
Bunu sürekli yapıyoruz.
Müslüman bir toplumun kutlamayacağı olay, olsa olsa Noel’dir. Noel, Hz.İsa’nın doğumu anısına kutlanan dinsel bir bayramdır. 24 Aralık gününe denk gelir. Müslümanlarla ilgisi bu anlamda yoktur. Yeni bir yıl ise herkesindir!
Noeli kutlamıyoruz tamam. Peki yeni yıl neden kutlanmasın? Ah bu tabular... Tabular...
Yeni bir yıl.... O kadar...
Sadece Hristiyanlar için değil, nerdeyse tüm dünya için yeni bir yıl, yeni bir yıldır.
Bu kadar basit!
Nasıl her hafta başında birbirimize ‘iyi haftalar’ diyorsak, yeni ve kocaman bir yıla başlarken de heyecanlanmak ve güzel dileklerde bulunmak son derece doğal ve olması gereken.. Buna karşı çıkmak sadece kötü niyetlilik..
Yılbaşı ağacı geleneği ise, Kuzey Avrupa’dan çıkmış, oradan Hristiyanlara ve tüm dünyaya yayılmış.
Eski bir Pagan adeti olduğu da yazılanlar arasında. Çam ağacı yaz-kış yapraklarını dökmediği için ölümsüzlüğü simgeliyormuş. Diğer taraftan yılbaşı ağacı süslemesinin eski Türkler’den gelen bir gelenek olduğunu düşünen tarihçiler de var. Yani bu gelenek Avrupalılarca Türkler’den çalınmış ve Noel’le bir alakası yok.
Tarihsel bilgilere göre görünen o ki, bu adet Hristiyanlıktan önce başlamış. Yani buna Hristiyan geleneği demeden önce biraz daha araştırmak gerekiyor sanki. Sağdan soldan duyma bilgilerle ezbere konuşmak kolay. Kime ait olursa olsun, gayet keyifli bir gelenek..
Objektif bakmayı başarabilirsek, kültürlerarası etkileşim her zaman kötü olmak zorunda değil... Hristiyan bir toplumdan çıkan başka hiçbir şeyi alıp kullanmıyor olsak neyse! Dünya bu kadar global hale gelmişken, toplumlar sürekli etkileşim halindeyken, diğer kültürlerin pek çok şeyini alıyorken, yılbaşı ağaçları mı dert oldu? Can sıkıcı hayatımıza renk getiren bu kadar küçük bir şeyin böyle sorun edilmesi, dinsel boyutunun abartılması, twitterda TT olması.. Hem de takılacak, dert edilecek onca şeyimiz varken.. Bilemiyorum, garip.
Daha dün bir kadın ve iki çocuğu kocası tarafından öldürüldü. Kadına şiddetle savaşıyor gerçek sorunlarla uğraşan sağduyulu insanlar, sivil toplum örgütleri. Ağaçlarımız kesiliyor, oksijensiz bırakılıyoruz resmen, sağlıklı yaşama hakkımız alınıyor elimizden. Her yer taş, her yer beton.
Dünyanın vergisini ödüyoruz her şeye. Üstelik çok zengin de değil çoğumuz. 9 yaşında gelin olan çocuklar var bu ülkede hala.. Bunlar o kadar normalleşti o kadar kanıksandı ki, artık gündelik hayatımızın bir parçası gibi geliyor bize. Böyle böyle tükeniyoruz.
Yılbaşı ağaçları tüm bunların yanında cidden çok masum kalıyor.
Yılbaşı ağacıymış, süslenmezmiş, bu simgesel suni kaygıları bırakmak, ‘gerçek’ sorunlara tepki göstermek lazım. İsteyen ağacını süsler, istemeyen süslemez. Bunu memleket meselesi haline getirip bir şeyleri dikte etmeye çalışmak, fazla derdi olmayan veya bu dünyadaki gerçek sorunlardan bihaber insanların işi. Hayatlarımız yeterince stresli ve bunaltıcı. Akıllı olup stresten bizi az da olsa uzaklaştıracak şeyler bulmalıyız. Yeni bir yılın gelişini kutlamak, biraz neşelenmek, yeni hayaller kurmak, yeni adımlar atmak için mükemmel bir bahane.. Bunu kullanmak lazım...
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."