Herkes bu 'gizemli' adamı konuşuyor!

'İncir Reçeli' filmindeki oyunculuğuyla dikkat çeken Halil Sezai Paracıkoğlu, şimdi de 'Seni Beklerken' adlı albümle adından söz ettiriyor. Herkes bu gizemli adamın aslında kim olduğunu merak ediyor.

Herkes bu 'gizemli' adamı konuşuyor!

Herkes onu yeni yeni tanımaya başladı. Oysa ki Halil Sezai Paracıkoğlu nam-ı diğer Halil Sezai, yıllardır bu piyasanın içinde...

'İncir Reçeli' filmindeki melankolik ve umutsuz aşık rolüyle kendini gösteren Halil Sezai, şimdi de 'Seni Beklerken' adlı albümle dikkat çekiyor. Touch İstanbul dergisinden Cem Sezer onu anlatan bir yazı kaleme aldı. İşte Halil Sezai'yi masaya yatıran o yazı: Kelimeler, anlamanın yoludur. Okuduğun kitaptaki iki cümle, dinlediğin bir şarkının tek mısrası, o anki ruh durumunu tayin eder. Neşeliyken kederle dolabilirsin. Yükün gam ise; gamsız biri olup çıkabilirsin de... Örnek mi istiyorsunuz; geçen ayların birinde Okan Bayülgen'in 'Disco Kralı'na konuk olan Halil Sezai'yi hatırlayın!

Filmde döktürdü!

İzlemediyseniz, o bölümü Youtube'dan bulabilirsiniz. Yurdun çeşitli yerlerindeki üniversitelerden gelen onlarca gencin stüdyoya bir Moğol ordusu gibi yayıldığı, kahkahalar ve gürültüler eşliğinde devam eden programa o gece Halil Sezai, oynadığı 'İncir Reçeli' adlı film hasebiyle katılmıştı. Taş kalpli birinin bile gözlerinin dolmasına neden olacak bir aşk öyküsünün anlatıldığı filmde Halil Sezai, biraz klişe kaçacak ama 'döktürüyordu'. Bu, onun ilk uzun metrajlı filmiydi. Uzun zamandır müzik dünyasının içindeydi, ama çekirdek bir fanatik grubu dışında tanınmıyordu. Kendisinin yazdığı ve buğulu sesiyle söylediği şarkılar; 'İncir Reçeli' isimli filmle gün yüzüne çıktı, geniş kitlelerin ilgisini çekti. Neyse, o geceye, o stüdyoya geri dönelim: Gençlerin, ışıkların, herkesin kendi arasında konuştuğu bir anda Kurt Cobain'in konserlerinde giydiği 'meşhur hırkasına' benzer bir hırkayla, Ayhan Işık bıyıklarıyla gitarını eline aldı Sezai. Yavaş yavaş söylemeye başladı. Stüdyoya pek de rastlanmayan türden bir sessizlik çöktü aniden.

Yaraya dokundu!

Az önce gülen insanların gözleri, Japon animelerindeki gibi bulutlanmaya başladı. Konuklardan Cem Adrian büyülenmiş gibi bakıyordu. O ise sesini, beşinci vitese ulaşan araba gibi özgür bıraktı. Ve dedi ki; "Benim bu derdim, ne yağan yağmurda, ne yalancı sonbaharda ne bomboş sokaklarda.." Öyle bir 'ahhh' çekiyordu ki, şarkılarının bir yerinde, dinleyeni başka âlemlere götürüp getiriyordu. Herkes o gece, bir yarasını saklar gibi duruyordu. Bu adam, o yaralara dokunuyordu. Halil Sezai, o geceden sonra sanal dünyada şarkıları en çok paylaşılan sanatçılardan oldu ve şimdi adından daha da çok söz ettireceğe benziyor.

Hayranları albüm çıkarmasını istemedi!

Türkiye'ye birçok önemli ses kazandıran Eskişehir'in çocuğu, Halil Sezai 33 yaşında. 'Ihlamurlar Altında', 'Kader', 'Kahve Bahane' ve 'Türkan' dizilerinde küçük rollerde oynadı. Oralarda da pek göz önünde olmadı aslında. Kenarda, köşede kalmayı sanki seviyordu. Biz bunları söylüyoruz ancak onun 'ünlü' ve 'tanınmış' bir sanatçı olmasından önce sahip olduğu bir kemik kitleyi de ıskalamamak gerekiyor. O kitle ki, bugün herkesin dilinde olan şarkıları yıllar önce ezbere biliyordu. Halil Sezai'nin ev terlikleriyle kamera karşısına geçip gitarına vura vura söylediği şarkıların 'hastasıydılar'. Hatta sanatçının bu şarkıları topladığı albümü 'Seni Beklerken'e bile pek sıcak bakmadılar. İnsan bazen bencil olabilirdi zira. Onlar da o çok sevdikleri sesin popüler hale gelmesini istemediler. Şimdi o, İstanbul'un bir ozanı gibi kentli insanın iç dünyasını, melankolik sözlerle anlatmaya devam ediyor. Sahnede olmaktan, şarkı söylemekten mutlu olduğunu her haliyle belli ediyor.


 

Yorumlar