Kadınların iş hayatına girmesiyle beraber babaların rolü değişti!

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzm. Kln. Psk. Çiğdem Demirsoy, Türk aile yapısının zaman içindeki değişimini değerlendirerek, sağlıklı bir ailede babanın rolü nasıl olmalı sorusunu şöyle değerlendiriyor.

Kadınların iş hayatına girmesiyle beraber babaların rolü değişti!

Kadınların iş hayatında yer alması, evdeki rolünün ev hanımlığı ve anneliğin ötesine geçmesine böylece babanın hem hane içinde hem de toplumdaki rolünün dönüşümüne neden oldu. Babanın aileyle geçirdiği vaktin çoğalması sebebiyle, uzmanlar baba-çocuk ilişkisinin çocuğun gelişimindeki önemine vurgu yapıyor.

Kadınların iş hayatına girmesiyle beraber babaların rolü değişti

“Geleneksel toplum yapısında erkeğe “güçlü, koruyan olma” rolü atfedilir. Bu bağlamda geçmişte erkek birincil olarak evin geçiminden, kadın da daha çok ev işleri ve çocukların büyütülmesinden sorumluydu. Günümüzde kadınlar da neredeyse erkekler kadar çalışma hayatında yer alıyor ve evin geçimine katkı sağlıyor, bunun sonucu olarak da kadının rolü sadece ev idaresi ve annelik değil. Çalışan annenin eve ayırabildiği zaman ister istemez daha kısıtlı olunca babalar da ev yaşamı ve çocuklarla ilgili konuları daha çok paylaşmak durumundalar.

Toplumdaki geleneksel rol kalıpları, baba-çocuk ilişkisini olumsuz etkileyebiliyor!

Annenin iş hayatına girmesi, babaların çocuklarla daha çok ilgilenmesi, onların bakımı ve sorunlarında daha fazla rol alması, dolayısıyla da onlarla daha çok zaman geçirmesi ve iletişim kurması anlamına geliyor. Ne var ki, toplumdaki geleneksel rol kalıpları erkeği “güçlü ol” ,“duygularını gösterme”, “duyguları göstermek zayıflıktır” gibi düşünce şablonları ile sınırladığı zaman baba-çocuk ilişkisinin niteliğinin olumsuz etkilendiğini görüyoruz. Yine geleneksel rol kalıpları; çalışıyor da olsa evle ilgili sorumlulukları ve anneliği daha çok kadının öncelikli sorumluluğu kıldığı için, bu tarz geleneksel rol kalıpları ile sınırlanmış ailelerde yetişen babaların ebeveyn tutumunda baba-çocuk arasında duygusal kontakt eksik kalabiliyor. Oysa her iki ebeveynin de çocuğun yetişmesinde hem disiplin hem de sevgi objesi olma rolü vardır. Geçmişte roller daha ayrışmış ve ailede kadın ve erkek arasında da hiyerarşik bir yapı varken bu belki çok sorun değildi, babalar çocukları ile zaten daha az paylaşım içindeyken ilişkinin mesafeli olması büyük bir eksiklik gibi görünmüyordu. Ancak günümüzde otorite rolü dışında bir rol de üstlenip çocuklarıyla daha yakın olduğu için ilişkinin niteliği de oldukça önem kazanıyor.

Aile içinde babanın rolü çocuğun kişisel gelişiminde önemlidir

Babanın aile içindeki rolünde koruyan bir güç olması çocukta temel güven duygusunun ve özgüvenin gelişmesinde önemlidir. Ancak baba ilgisinden yoksun olan çocuklarda güvenlik duygusunun, kendini değerli hissetme ve aidiyet duygusu gibi temel duygularda eksiklikler yaşandığı da bilinen bir gerçektir. Bu nedenle babaların aile içindeki rollerinde ve çocuklarıyla ilişkilerinde ilgi ve sevgiye dayalı, çocuğun dünyasını anlayan, daha arkadaşça bir tutumu, “sevgiyle disiplin” verebilmeleri gerekir. Çocukların kişilik gelişimi ve ruhsal sağlığı açısından sadece anne ya da babasıyla olumlu ilişkiler kurmaları yetmez. Onların diğer bir ihtiyacı da anne ve baba arasında da sağlıklı bir ilişkinin yürüdüğünü görmektir. Böyle bir ilişkiyi oluşturmak her iki eşin de görevi ve sorumluluğudur. Bu bağlamda babalara düşen diğer bir rol de “ben kocayım, benim sözüm geçer” diye hiyerarşik bir aile yapısındansa, eşiyle sevgi ve saygıya dayalı, işbirliği ve dayanışmanın olduğu bir ilişkiyi oluşturarak sağlıklı bir aile atmosferi yaratmaya çalışmak olmalıdır.”

GÖRSEL: GETTY IMAGES TURKEY

Yorumlar