Alışveriş, Vida ve Tornavida

Murat Tuğrul Eren

Bu hafta size,
İşiniz ne olursa olsun,
Doğru ve hakeder şekilde yapılırsa,
Dünyanın en takdir edilen işi olur temalı,
Sonunu ise,
Ülkemizin temel sorunu,
İşini iyi yapmamanın,
Artık ayıplanmamasının doğal  olduğu bağlamalı,
Bir yazı yazacaktım…

Kısmet bu yazıyı size değil,
Başıma gelen bir olay nedeniyle,
Bir firmaya yazmakmış…

İşte o şikayet mektubu…
Tabiki firma adı,
Benim firmadan göremediğim etik duygulardan ötürü,
Bende saklı…


....... Yetkilileri,
Firmanızdan aldığım ve konseptini çok beğendimiz,
Bir üçlü bir tekli konsept koltuğun,
Taahtüt ettiğiniz günde sadece üçlüsü gelmiş olup,
Teklisinin bayram öncesi zamana denk geldiği için,
Maalesef kalite kontrolünü yetiştiremediğinizi,
Daha sonra göndereceğinize söylemiştiniz.

Biz de konsept olarak buna itiraz etmemiş,
Size teşekkür etmiştik.
Ancak,
Tekli koltuk geldiğinde,
Bu koltuğun renginin diğer koltuktan aşırı derecede daha soluk olduğu,
Ayaklarının çizik içinde,
Hatta bazılarında kullanılmış keçe kalıntısı bulunduğunu,
Koltuğun tozunu bile temizlemeye tenezzül edilmeyip,
Bize muhtemel bir teşhir koltuğunuzu gönderdiğinizi anladık...

Koltuğu teslim almayıp size geri gönderdik,
Ve benim bu şikayetimle ilgili sizden istirhamım,
Derhal yeni bir koltuk temini şeklinde klasik bir müşteri şikayeti değil...
Ben, bize bu koltuğun gönderilmesi sırasında,
Sevkiyatın altında imzası bulunan çalışanınızın,
Ve buna onay veren yöneticinizin ismini istiyorum.

Neden mi?

Şöyle açıklayayım;

Doktorum ve cerrahım,
Yaptığım iş, hayatta en doğru yapılması gereken meslek grubundandır....
Yani benim,
Ameliyatı eksik yapma,
Hastanın teşhisini atlama, eksik tedavi verme gibi bir lüksüm yok...
Hele hele fazla kar edeyim diye,
Gereksiz ameliyat, anlamsız tedaviler yapma gibi bir durumum hiç yok...
Hal böyle olunca da,
Bu kadar dikkat ve emek,
Stres katsayısını ve  kalp damarlarımın tıkanma olasılığını oldukça arttırıyor,
Daha bir anlamanız için söyleyeyim,
Ben işimle ilgili,
Amaaan nolucak, taktığın şeye bak! diyemiyorum hayatta,
Ve yaptığım yanlışın bedeli çok ağır oluyor...


İşte bu duygu ve düşüncelerle,
Yaptığı iş ne olursa olsun,
Hiçbir zaman küçümsemeden,
Kişinin o işi doğru ve hakettiği şekilde yapmasını,
Yani bulunduğu konumu doldurmasını bekliyorum.
Çünkü benim bu konuda lüksüm yoksa,
Onun da lüksü olmamalı...

O yüzden,
Bana kaktırmaya çalıştığı teşhir ürününü gönderen arkadaşın,
Benim bu ürünü yutacağımı düşünmesini bile,
Bana edilen bir küfür olarak algılıyorum.

İsmi ne mi yapacağım?

O arkadaşa,
"Bu hareketi herkese yap, ama bana asla!" deyip,
Onu bir güzel ameliyat edip,
Sonra da, kusura bakma o gün dalgınlığıma ve baygınlığıma geldi,
3-5 dikiş eksik atmışım,
Laf aramızda dikişler de çok pahalı zaten,
Bir iki hafta idrarını tutamazsın,
Ama nolucak canım, kafaya çok takma,
Hepimiz insanız,
Seni yine ameliyat edip işini yoluna koyarız!"
Gibi bir üçüncü sayfa rezaletini tabiki yapmayacağım!

İsmi istiyorum,

Çünkü son yıllarda ülkemizde,
Herşeyin vidası gevşedi,
Hatta işler, yerine uymayan vida kullanımına kadar genişledi,
Ortaya çıkan iş ve malzeme kalitesiz ve güvenilmez olmasına rağmen,
Insanlar da maalesef bu vida durumlarına çok alıştırıldı...

Bana gelen ürünün gözden kaçan bir defosu olabilirdi,
Insanız hata yapabiliriz,
Ama gelen ürünün külliyen eski bir teşhir ürünü olması,
Bunun bilinçli olarak bana yutturulmaya çalışılmasıdır beni sinirlendiren!

İşte
Ben de bir bakmak istiyorum,
Bu malzeme ve gönderiminin,
Vidası mı gevşek, yanlış vida mı kullanılmış,
Yoksa firmanın konsept olarak vida sıkıştırma yöntemi bu mu!

Kendim için mi?

Asla...

Vida kendine gelsin ki,
Bir sonraki,
Hatta bir nesil sonraki vatandaşımız,
Gevşeyen vidalara tornavida olmak zorunda kalmasın…

Sağlıklı, vidaların düzgün ve uygun kullanıldığı bir Türkiye diliyorum...

 

 


 

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar