TEŞHİS VAR, TEDAVİYE YERİMİZ DAR!

Murat Tuğrul Eren

Bir doktor düşünün,

 

Sizi tepeden tırnağa muayene ediyor,

Tetkik yaptırıyor,

Bilgi birikimini güncel araştırmalarla harmanlayıp,

Bunu bir sürü algoritmaya bulayıp,

Mükemmel bir teşhise ulaşıyor...

 

Müzmin hastalığınızın ismini koyuyor!

 

Bunu da size, sizin anlayacağınız dilde,

Uzun uzun anlatıyor,

“Hastalık çok önemli,

Mikroplar her tarafınızı sarmış,

Mutlaka tedavi olmanız lazım!” diyor,

 

Hatta,

 

Canım da uzun zamandır helva çekiyordu,

Sayenizde yeriz artık diyerek,

Esprili bir şekilde,

Size bu hastalığın gidişatını söylüyor!

 

Ama,

 

HİÇBİR TEDAVİ ÖNERMİYOR!

 

Tedavi arayışıyla,

O hastaneden ayrılıp,

Yandakinin doktora başvuruyorsunuz,

Teşhiste teyit mevcut,

Ama yine tedavi önerisi namevcut!

 

Günler geçiyor,

Artık anlatacak çok şey kalmayınca,

Doktorlar “E bu ateş de yapar, bulantı da yapar!” gibi,

Sadece birkaç ek bilgi vermeye başlıyor...

 

Bu arada pıtrak gibi çoğalan,

Sadece bu hastalığa çalışan,

Başka türlü hastaneler de türüyor...

Bu hastanelerde çalışan,

Uzmanlıklarını bir kısmı dışarıdan alan,

Bir kısmı uzman bile olmayan başka doktorlar,

 

“Amaan bana ne, maaşım bu hastanede çok dolgun,

Ben mi kurtaracağım bünyeyi!” diyerek

 

Sallarım başı, alırım maaşı kafasıyla,

Hastane yönetiminin de emirlerine uyarak,

Bu durumlarımızın bir hastalık değil, tersine sağlık olduğunu,

Bazen yazarak, bazen de sponsorlu Tv programlarında haykırarak,

Bizlere anlatıyor...

 

İşte köşe yazarlığı tam bu halde...

 

Kendilerini bir doktora benzetirsek,

Teşhisler şahane, yoğun gündemimizin herbiri ayrı bir bahane,

Laf olsun, köşe dolsun,

Tam gaz gidiyorlar!

 

Bu kanseri olan bir kişiye,

Hergün hekiminin siz kansersiniz deyip,

Hiçbir tedavi önermemesine benziyor!

 

Bunları düşünürken çuvaldızı kendime batırayım,

Üç yılı aşkın yazdığım,

Bir kısmını da kitap yaptığım yazılarıma bakayım dedim,

 

Samimi söylüyorum,

Hasbelkader amatör ruhla adım attığım bu arenada,

Sağlıkta, yaşamda, sosyolojide, politikada, ekonomide,

Yazılarımın hemen hemen bütününde,

Bir konu hakkında aydınlatırken,

Hep okuyanların buradan bir sonuç çıkarmasını,

Pratik olarak bunu da hayatlarına yansıtmasını hedef almışım,

 

Yani hastalığın bünyesel veya toplumsal,

Teşhisini koyup, cesaretle tedavisini yazarken,

Elimi taşın altına koymuş,

Bunu yaparken de bilimi, tarihi, kendi hayatımdan örnekleri baz alarak,

Ayağımı da sağlam basmışım,

Vicdanım rahat!

 

Şimdi, eli, ayağı ayrı oynayan yazarları bir kenarda tutarsak,

Özellikle politik olaylarda,

Bize hastalıklarımızı çok iyi anlatan köşe yazarlarımıza;

 

“Hergün bangır bangır bağırarak,

Hastayız, tedavi olmamız gerekiyor diyorsunuz,

Ben de artık bizlere hastalığımızı değil,

Tedavimizi anlatın!” diyorum...

 

Çünkü, sıkıldık...

 

Tedavi de öneren yazarların sayısı bir elin parmağını geçmiyor,

Bazen bu önermelerinin faturası onlara çok ağır oluyor ama,

Sonuçta bulundukları konum maalesef bu riskleri de içeriyor!

 

Ne yapalım, biz okuyucular fena hastalandık, yaralandık,

Ülke nevi şahsına münhasır,

Hastalıkları da nevi şahsına münhasır,

Tedavimizi kendimiz bulamıyoruz...

 

Gözünüzün içine bakıyoruz,

Her türlü tedaviye eyvallah diyeceğiz,

Yeterki siz bizlere yol gösterin, gösterttirin!

 

Köşemiz dar, yerimiz yetmiyor diyorsanız,

Bizlere söyleyin, gazetelerinize baskı yapalım,

Köşelerinizi genişletip,

Sizleri ferahlatalım!

 

Sağlıklı, hem teşhiste, hem de tedavide iyi hekimlerin olduğu bir ülkemiz olsun

diliyorum...

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar