Bunu ancak bir kadın yapabilirdi

İlk albümüyle dikkat çeken Çiğdem Erken, 'Kız Kafası'nı Radikal'e anlattı.

Bunu ancak bir kadın yapabilirdi

Albümün adı ‘Kız Kafası’. Nereden çıktı bu isim?

Şarkılarla çok ilgili albümün adı, yapıştırılmış bir şey değil. Şarkı sözlerine baktığınızda, bir insan başka bir insana nasıl böyle şeyler hissedebilir diye düşünüyorsunuz. Kendim bile yabancılaşıyorum bazen kendi yazdığım sözlere. Ve korkmadan, çekinmeden bunları nasıl herkesle paylaşabilirim. Bunu ancak bir kadın yapabilir dedim ve albümün adı ‘Kız Kafası’ oldu.

Kartonette “Ben böyle sonbaharın taa…” sözünü görünce eğlenceli bir şey dinleyeceğini zannediyor insan ama sağ gösterip sol vuruyorsunuz.

Valla benden bu kadar eğlence çıkıyor ancak. Üstelik bunda bir aranjör marifeti de var, daha da beterdi bana kalsa. (Gülüyor)

Ne zaman başladınız şarkı yazmaya?

Ankara Devlet Konservatuvarı’nda okurken, uzun piyano çalışmalarının arasında kendimi dinlendirmek için, basit akorlarla yaptığım şarkılar vardı. Ama tabii o zaman daha aydınlıktı şarkılar. Yaş ve yaşanmışlıkla doğru orantılı olarak şarkıların tipi de değişmeye başladı.

Şarkı sözlerine bakınca 15 senedir acı çekiyorsunuz o zaman siz…

Yok yok, arada mutlu olduğum zamanlar da oldu! Zaten o anlar olmasa bunlar da olmazdı. Bence depresif şarkıyla hüzünlü şarkı arasında bir fark var ve benimkiler zannediyorum hüzünlü. Daha çok suçu kendinde arayan, karşıdakine saldırmayan şarkılar.

Aslen tiyatro müzisyenisiniz. Albüm yapma fikri nereden çıktı?

Bir gün kendimi yalnız hissettiğim bir dönemde şarkılarımı hatırladım. Onlara sarılayım dedim. Tarkan Gözübüyük’ü aradım, ona çaldım. O da mutlaka yap bu albümü dedi. Güvendiğim bir isimden böyle bir onay gelmesi beni ateşleyen şey oldu.

Halihazırda bir hayran kitleniz vardı aslında.

Bu işi aslında biraz da MySpace ve Facebook yaptı. Evde kaydettiğim şarkılar internette yayılmaya başladı. “Albüm ne zaman?” soruları artık beni bunaltacak düzeye geldi. Dolayısıyla artık bundan kaçış yoktu. Zaten insan yaptığı şarkıları insanlar da duysun istiyor, doğal olarak. Bir de albümü olmayan müzisyenlerin konser verme ihtimalleri çok düşüyor. Dolayısıyla albüm yapma ve daha fazla insana ulaşma çabası, konserlerimizin de daha kaliteli olmasını sağlayacaktı.

Albümün artık misyonu bu galiba.

“Bir nevi kartvizit” derler ya, klişe bir laf artık ama doğru gerçekten de. Evet, internet artık bütün dünyada çok önemli bir noktada ama albümsüz olduğunuzda sadece internet dinleyicisine mahkum oluyorsunuz.

Albüm süreci nasıldı?

Çok zorlandım ben, çünkü benim albüm yapmaya karar verdiğim zaman artık şirketlerin albüm yapmamaya karar verdiği zamandı.

Ada Müzik’le nasıl kesişti yolunuz?

Albümü Naim Dilmener’e yollamıştım, dinlemesi için. Bu albümün Ada’ya çok yakışacağını düşündüğünü söyledi ve albümü onlara ulaştırdı. Ada’ya bu konuda çok minnettarım çünkü biz onlarla bu işi yapmaya karar verdiğimiz andan itibaren ellerinden gelenin en iyisi yapmaya çalıştılar hep. Bir de çok iyi bir katalogları var ve ben o kataloğun içinde olmaktan çok gurur duyuyorum. Bülent Ortaçgil’le aynı katalogda olmak şarkı yazan bir insanın gelebileceği en iyi noktalardan biri diye düşünüyorum.

Albüm öncesinde aslında tiyatro müzisyenliği yapıyordunuz.

12 yıl kadar Yıldız Teknik Üniversitesi’nde akademisyenlik yaptım. Bu yıl yollarımızı ayırdık. 1995’ten beri de düzenli olarak tiyatrolarla çalışıyorum. Geçen sene İstanbul Devlet Tiyatrosu’na yaptığımız, yönetmen Yücel Erten’in ‘Savaş İkinci Perdede Çıkacak’ oyunuyla hem o yılın eleştirmenler tarafından verilen tiyatro ödülünü hem de Direklerarası Halk Jürisi Ödülü kazandım. Geçtiğimiz yıl Murathan Mungan’ın ‘Binali ile Temir’ine müzik yaptım. Onunla da yine Direklerarası Halk Jürisi Ödülü kazandım. Tiyatroda sürekli faaliyet halindeyim. Bu sene Tiyatro Stüdyosu’nun ‘Vanya Dayı’sıyla bütün yıl sahnedeydim. Önümüzdeki sezon için de projeler var.

Tiyatrocu Yücel Erten’in bir de şiiri var albümde; ‘Ölürsen Haber Ver’de.

95’ten beri çalışıyoruz Yücel Erten’le. Hayatımda çok büyük yeri olan isimlerden biridir. Bu şarkıyı dinlettiğimde de üzerine bir şiir yazdı, Selçuk Yöntem de seslendirmeyi kabul etti ve böyle bir şey çıktı ortaya. İyi de oldu çünkü zaten internette çok fazla yayılmış bir şarkıydı ve değişikliğe ihtiyacı vardı albüme almadan önce.

İkinci albüm çalışmaları başladı mı?

İkinci albüm şarkılarını da hazırlıyoruz şimdi. Her şey daha oturur herhalde ikinci albümde ama aşağı yukarı böyle olacaktır yine. Bende malzeme bu! Re minör aşk şarkıları.

Yorumlar