Aşkı öldüren evlilik değilmiş!

Senem Köksal

Geçen hafta kız kıza toplanmış hayatlarımızı orasından burasından çekiştirirken ben de öyle bir aydınlanma oldu ki sormayın!

Bu evlilik aşkı öldürüyor meselesi meğer tamamen safsataymış. Olayın evlilikle alakası yok. Durum tamamen evlilik sonrası gelişimimizle ilgili. Zira anlaşılan o ki imzayı çaktıktan sonra taraflarda negatif yönde seyreden bir gelişim süreci başlıyor.

Buyurun bakalım...

Kocanın hırtlığından, duygusuzluğundan, umursamazlığından yakınan, kadın. Evlenme yıldönümümüzü hatırlamadı, doğum günümü kuru kuru kutladı diyen yine kadın. Elinden telefon düşürmüyor, arkadaşlarının yanında şakıyor bana gelince sus pus diye söylenen de aynı kadın. 

Peki, adamın öylesine bir günde sadece içinden geldiği için yatak odasını papatyalarla donattığını görünce "ne bu odanın hali, kim temizleyecek şimdi burayı?" diyen kim?

Ah be kadın, ah be kadın!

Peki, şimdi bu aşkın katili kim?

Belli ki adam bir coşmuş, gönlünden bir güzellik kopmuş. Kopmuş da ne olmuş? 

Temizlik hastasına dönüşmüş sevgili kadın; flört ettiğin zamanlarındaki o çılgın kızı çamaşır suyuna mı yatırdın? Hayatını geçirmek için yanıp tutuştuğun adam için saatlerce ne giyeceğini bilemez halde dolabının önünde dikilip durduğun günleri ne çabuk unuttun? Heyecandan yemek yiyemeyen, “sen kapat, sen kapat” diye diye sabahlara kadar telefona yapışan kimdi? Hadi her şeyi koy bir kenara, oradan buradan toplanmış iki papatyayı görünce ağzını burnunu toparlayamıyordun da şimdi odan papatya bahçesine dönünce devrelerin mi yandı?

Ha, tabii “yuh be adam” dedirten hikâyeler yok mu? Dolu. 

Neticede kadın olsun erkek olsun fark etmez. Kimse kusura bakmasın ama bu ruhsuzluğun nedeninin kırmızı bir defter olmadığı aşikâr. 

Zira bu hayatta başımıza gelen her şey ne yazık ki insan eliyle ve maalesef fonda hep aynı şarkı: Yoktur üstüne senin güzeli çirkin yapmakta, suçuysa dünyaya atmakta!

Bilmem anlatabildim mi?

Beni böyle sev!

Geçen hafta televizyondaki evlilik programlarından birine katılan 62 yaşındaki bir adam önceki iki eşini öldürdüğünü açıklamış. Program sunucusu ve stüdyodaki izleyicileri şoka sokan adam anında kapı dışarı edilmiş. Sonradan bir haber ajansına konuşan adam kendini "elimden bir kaza çıktı, kader kurbanıyım" diye savunmuş. Bundan sonra tek istediği; kendisini olduğu gibi kabul edip öyle sevecek biriyle yaşamını birleştirmekmiş.

Eh bu haber de evliliğin aşkı değil kadınları öldürdüğü güzel ülkemde hala evlilik aşkı öldürüyor mu diye tartışanlara gelsin.

 

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar