Ben diyorum hadımım, sen diyorsun çoluk çocuk nasıl!

Senem Köksal

Yüksek sosyeteden bir hanımefendi televizyona çıkmış anlatıyor. 9,5 milyon nüfuslu İsveç'in 500 golf sahası varken, 17 milyon insanın yaşadığı İstanbul'da topu topu 3 tane golf sahası varmış. Tüh tühmüş, vah vahmış, durum fenaymış. Çünkü golf sporu çocuklar için çok önemliymiş. Son yıllarda çocuklarda artan dikkat eksikliğine, konsantrasyon bozukluğuna birebirmiş. Türklerin çocuklarıyla yaptığı tek aktivite alışveriş merkezlerine gidip, yemek yiyip, film seyretmekmiş. Çok sıradan, üstelik de yetersizmiş.

Gerçekten akıl sır ermiyor bu ailelere! Hafta sonlarını canım golf kulübünde geçirmek varken, sen kalk git AVM'ye, olacak iş mi? Ama işte hanımefendinin de değindiği üzere, elde var 3 tane saha, yetmiyor ne yapsınlar! Yoksa bu denli elzem bir faaliyet yapılmadan olur mu?

Hayır, o kadar önemli ki rahmetli Maslow bugün aramızda olsaydı meşhur piramidinin ilk katına golfü de yerleştiriverirdi.

Ye, iç, golf oyna, hayat bu!

Dünyadan sıkılıp Mars'a gitmek için gün sayan bazı vatandaşlarımız var, o zahmete değer mi, bence bir daha düşünsünler. Zira bir Mars olmasa da, belli ki yakınımızda bir yerde enteresan bir gezegen var. Sürekli belgesel izleyip Jazz dinlediği aşikar bir grup insan tatlı tatlı yaşayıp, saçma saçma konuşuyor.

O 17 milyon insanın yaşadığı İstanbul'un 800 hanesinde yapılan bir araştırmaya göre 6-11 yaş arası 1000 çocuktan yarısı sinema nedir bilmiyor, tiyatrodan haberleri yok. Çocukların %83'ü maça, %73'ü ise müze ve sergiye hiç gitmemiş. Açık alanda oynamayanların oranı %12. Vakitlerini televizyon karşısında ya da evlerinde varsa bilgisayar başında geçiriyorlar. Çocukların ailelerinin yalnızca %7,5'i düzenli olarak gazete okuyor. %63,7'si müze, bilim atölyesi ve bilim fuarının ne anlama geldiğini bilmiyor. %12'si zorunlu harcamalardan sonra bazen az biraz para arttırabiliyor. Çocuklarını okul dışı sanatsal aktivitelere gönderenlerin oranı %5,5 iken, ailelerin %70'i çocukları spor tesislerine yollayamıyor.

Bu koşul ve imkanlarla büyümeye çalışan çocukların, golf sahası yoksunluğundan yakınmak şöyle dursun, golfün ne olduğunu bildiklerini bile sanmıyorum. Haliyle de haftasonları alışveriş merkezine gidip, yemek yiyip sinemaya girmek onlar için pek de sıradan olmasa gerek.

Ülkemizin doğusundan İstanbul'a çocuk taşıyıp deniz gösteren yetkililer anlaşılan o denize baka baka epey bir derinlere dalmışlar, zira yanıbaşlarında olup bitenden haberleri yok. Arada lokal turlar yapsalar fena olmaz.

Ha bu arada, 9,5 milyonluk İsveç'ten vazgeçtim, 2 milyon nüfuslu Stockholm'de benzer bir analiz yapılmış mı diye baktım, bir şey bulamadım ama sosyoekonomik bakımından ülkemizi değerlendiren başka bir araştırmaya rastladım.

Türkiye'yi 46 ülkeyle kıyaslamışlar, buna göre en çok benzediğimiz ülke İran, en az benzediğimiz ise İsveç.

Şaşırdım!

Az golf sahamız var ya, ondan herhalde!

http://tembellteneke.blogspot.com/

 

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar