Evribadi feysbuk!

Senem Köksal

Dün Radikal'de Güven Sak, liseli stajyerlerle ilgili bir yazı yazmış. Merak edenler okur. Üşenenler için özetleyeyim. Bloomberg Businessweek dergisinde yer alan bir habere göre, Facebook çalışanlarından Michael Sayman, 4 Snaps oyunu ile ilk 1 ayda 500 bin kullanıcıya ulaşınca, patron Mark Zuckerberg, "getirin şu oğlanı bana", demiş. Çocuk henüz 17 yaşında. Akranları Facebook'tan onu bunu dürterken o durumdan kendine fırsat yaratmış. Kafayı kullanmış, pek de iyi yapmış. Ben tam, bir el âlemin çocuklarına bak, bir de bizimkilere derken yazının devamında 16 yaşındaki Mert'le tanıştım. Bizim oğlan da fena iş çıkarmamış. İyi bir bilgisayar programıyla dünyanın dört bir tarafındaki şirketleri donanım ve yazılım masraflarından kurtarmış. Yaşıtları internet kafelerde yan yana oturup birbirlerini öldürdükleri oyunlar oynarken o bilgisayarı alıp Üsküdar’ı geçmiş.

Bu tür haberleri duydukça insan geleceği adına umutlanıyor umutlanmasına ama geçen haftanın ünlüsü Porcheli kızı gördükten sonra bizim gençlik hakkında ürpermedim desem de yalan olur. Yine de 34 yaşında bir kadın olarak "ah ah, ne olacak bizim bu gençliğin hali?" demek istemem. İçimde didaktik bir teyze olabilir ama onun sırası daha gelmedi. Bu yüzden hâlihazırda gençliğin durumuyla ilgili mutlaka bir değerlendirme vardır dedim ve yanılmadım.

Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’na (SETA) yaptırdığı gençlik araştırmasına göre, Türkiye’de gençler az okuyor, az geziyor, az spor yapıyor. Evde oturmayı seviyor. Boş vakitlerini televizyon seyrederek geçiriyor. Çoğunluğu yabancı dil bilmiyor ve bu konuda zayıflar. Yurt dışına çıkanların oranı yalnızca yüzde 10 ve bu, Avrupalı ve Amerikalı gençlerin oranlarının çok gerisinde. Dünya ile bütünleşmekte sorun yaşıyorlar. Üçte birinden fazlası sigara içiyor. Neredeyse yarısı hiç spor yapmıyor. Yüzde 64'ü şans oyunlarına dadanmış. Yalnızca yüzde 12'si düzenli olarak bir dergi takip ediyor. Yüzde 34'ü Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın adını hiç duymamış. Ama gelin görün ki yüzde 80'i internet başında. Yani Porcheli kız pek de yanlış bir şey söylememiş. Durum ortada, evribadi feysbuk!

Etrafımdaki hemen hemen tüm anne babaların çocuklarıyla ilgili şikâyet sıralamasında internette geçirdikleri zaman ilk 5'e girer. Neredeyse herkesin ağzından aynı cümleler dökülüyor: "Kapat şu bilgisayarı", "bırak elinden şu telefonu"! Haksız değiller. Zaten veriler de onları yalancı çıkarmıyor.

Gönül ister, her eline bilgisayarı alan bir Michael, bir Mert olsun ama olmuyor, olamıyor. İşin içine ana- babadan, eğitime; çevreden, sosyal imkânlara kadar pek çok başka dinamik giriyor. Okumak, araştırmak, çaba göstermek zaten zor geliyor. Yan gelip yatmak illa ki her zaman en kolayı.

Ha bir de bizim çocukluğumuz, annelerimiz kırk kere bağırıp eve çağırıncaya kadar sokakta oyun oynayarak geçti. Bunlar AVM çocuğu. Parksız, bahçesiz, oksijensiz büyüyen bir nesil anlayacağınız. Acaba diyorum oradan kaynaklı bir tıkanıklığın tezahürü mü bu sonuçlar?

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar