Fazla antidepresanı olan var mı?

Senem Köksal

Gündemin değişim hızı konusunda Guinness Rekorlar kitabına girmeye hazırlandığımız bugünlerde milleti bilmem ama şahsi olarak antidepresana çok ihtiyacım var. Zira olup biteni anlamlandırabilmem için daha iyi bir yol gelmiyor aklıma. Okumayayım, bakmayayım diyorum olmuyor. Dükkânı kapatıp gidesim var. Hiçbir şeyin güzel olacağı yok be Altan!

Tam bedelli askerliği konuşuyorduk, "patron çıldırdı" şakaları falan dönüyordu ortada, hop bir başka çılgınlık daha geldi. Okullarda Osmanlıca öğretilecek dendi. Yahu ben şuraya "zira" yazarken acaba diyorum. Bir düşünüyorum anlaşılır mıyım diye. Bakın Tanpınar'ı, Mehmet Rauf'u, Uşaklıgil'i meseleye dâhil etmiyorum bile. WhatsApp Türkçesi ile iletişim kuran Türk gençliğine Osmanlıca öğretme fantezisi nedir? Kaç kişi, ne kadar biliyor da kime ne öğretecek? Bunun yerine daha geçerli bir dili öğretmek için uğraşsak daha iyi olmaz mı? Hani mesela şöyle herkesin işine yarayacak türden. Hımm, bakalım Aaa, İngilizce var! Onu zaten öğreniyoruz demeyin. Tabii sorsanız evribadi sipiks ingiliş. Set ediyoruz, realize ediyoruz, finalize ediyoruz, push ediyoruz. Ok'ler, bye'lar gırla gidiyor. Mağaza vitrinlerinde "indirim" yerine "sale" yazıyor. Sanırsınız ülkede Oxford var ve herkes oraya gitmiş. Ama gelin görün ki kimse İngilizce öğrenememiş. English First dershaneleri, İngilizce beceri indeksi 2014 sonuçlarını açıklamış. Çok yüksek, yüksek, ortalama, düşük ve en düşük diye ayrılan beş beceri kategorisinin en düşüğünde, 19 ülke içinde Türkiye de var. Esasen bu ayrı bir yazı konusu olur ama neyse, güzide gündemimize geri dönelim.

Daha önce "hamile kadının sokakta gezmesi iyi değildir' türü bir cümle kurarak bir kesim insanda Zaytung haberi etkisi yaratan zat-ı muhteremin, şiddet gören kadını "ben" demekle, çalışan kadını da yuvasını dağıtmakla suçlayan beyninin önceki hayatında hangi organ olduğunu pek merak ediyorum. Sanırsınız bütün bunlar, ki öylesi daha iyi, Korcan Karar'la Şok programından bir enstantane.

Merak ettiğim bir diğer konu, Lady Gaga'ya takan Niran Ünsal ile bir dönem Bülent Ersoy'a takan Mustafa Toploğlu arasında herhangi bir kan bağı olup olmadığı? Benzer söylemleri var gibi geldi bana, siz ne dersiniz?

Son olarak Kangal cinsi köpeği, motorla eşgüdümlü sandı zaar, sürdüğü minibüsün arkasına bağlayarak ayakları kanayana kadar koşturan şöfeeer, şöfeerrr'e soruyorum: Sen nesin?

Ülkeler birer dizi olsa, Türkiye her grupta izlenme rekoru kırar. Yalnız türü konusunda bir sıkıntı yaşanabilir. Malum ne ararsanız var.

Allah finalimizi hayır etsin.

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar