Gönül İşleri!

Senem Köksal

Hani bazı filmler vardır ya, tırnaklarınızı hapur hupur yiyip bitirirsiniz ama sonunda biri çıkıp bütün olup bitenin bir oyun olduğunu söyler. Hani böyle çocuk kandırır gibi. İşte o dakika senaristten ışıkçısına artık yayında ve yapımda emeği geçen her kim varsa böyle durup durup dövmek istersiniz. Ama içten içe de olup biten gerçek değilmiş diye bir oh çekersiniz. 

Ben de ülke gündemi giderek acayipleşirken bir anda biri çıksın, “şaka şaka” desin istiyorum. Demek her şey bir kurgudan ibaretmiş deyip, şöyle karşıki dağları inletecek bir oh çekmek istiyorum ama olmuyor. Ne yapalım, bizim türümüz de garip ama gerçek.

Bu sebeple prensipte haber izlememeye, kendimi de üç maymun moduna almaya karar verdim! Bugünlerde kafam bir Flaş TV kafası değilse bile, bir TV 8 kafasına yakın. 

Hal böyle olunca yeni konsepte uygun program arayışına girdim. Sabah programları tarzım değil, öğle kuşağı alacakaranlık kuşağı gibi, kaldım mı yine dizilere? E ben kaldım da, dizilerden kim kaldı? Durum malumunuz ama yine de yılmadım. Biraz araştırmayla kendime izlemeye değer yeni bir dizi buldum: Gönül İşleri.

Şayet hislerim beni yanıltmıyorsa dizi mayıs ayını görür. Zira senaryo iyi, hikâye akıyor. Üstelik her daim bir şimdi kim elini kimin cebine sokacaktan ziyade, entrika dağılımı daha homojen sanki. Dolayısıyla da dizi daha bir hayata yakın. Yer yer komik, yer yer acılı. 

Tabii ekibi anmadan geçemeyeceğim. Bennu Yıldırımlar' ı Süper Baba'dan beri biliyorum. O zamandan beri her rol aldığı her dizide iyiydi ama sanki burada daha bir iyi, daha bir farklı. Selma Ergeç'i ilk gördüğüm dizi Yarım Elma'ydı. Muhteşem Yüzyıl'ı seyretmediğim için (evet, o sayılı insanlardan biri benim) orada nasıldı bilmiyorum ama dizide Saadet rolüne pek yakışmış. E, Sinem Kobal'ın sümüklü halini biliyorum desem yalan olmaz. Dadı'yı ara ara seyrediyordum ama Selena'yla Küçük Sırlar'daki oyunculuğu hakkında hiçbir fikrim yok. Biri için fazla büyük, diğeri için de fazla olgundum. Benim kendisini yeniden keşfettiğim yer Romantik Komedi filmiydi ki bana kalırsa Didem karakteri çok başarılıydı. Aslında Gönül İşleri'ndeki Sevda'da da başlarda bir Didem havası vardı ama şimdi arasam da bulamıyorum. Sinem'den güzel Sevda olmuş. Sevda demişken, bir de Bedir var tabii. Kara kaşlı, fazla kaslı, gönlü bol bir delikanlı. Valla onu daha önce hiçbir yerde görmedim. Zaten görsem kesin hatırlardım. Timuçin Esen'i Hırsız Polis'ten şöyle böyle hatırlıyorum. Valla ne desem yalan, ama Yılmaz'ı sevdim. Asrın da iyi ama üzgünüm oyum komiser Kemal'den yana. Bir de o Tibet, o kadar mı olur yahu? Vallahi bravo. Yalnız kimse alınmasın, favorim Sezai Aydın. Kendisinin bende yeri ayrıdır. E ne de olsa çocukluğumuz beraber geçti. Bilenler bilir, kendisi Fred Çakmaktaş'ın, Ayı Yogi'nin, Bill Cosby'nin sesidir. Oyunculuğu da tadından yenmez türündedir.

E bu kadar nefes tükettim. Pazar akşamı bir beş dakika bakarsınız artık. Zira kimin ne olacağı belli değil. Hazır elimizin altındayken kıymetini bilmekte fayda var.

Ha bu arada da belki şehre bir film gelir, iklim değişir Akdeniz olur. 

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar