Hayat..

Senem Köksal

Geçen hafta hiç beklemediğimiz bir anda hayat yeniden bize nasıl bir yalanın içinde savrulup durduğumuzu gösteriverdi. Bir hastaneye ya da bir cenazeye gittiğimizde kafamıza dank eden gerçekleri bu defa evlerimizin salonundaki koca ekranlardan içimiz kıyıla kıyıla idrak ettik. Hayat bir kez daha haykırdı; ben bu kadar kısa, bu kadar yalanım işte diye. Nice can, kendilerini analarından, babalarından, eşlerinden, kardeşlerinden ve en çok da çocuklarından yoksun bırakarak yitip giderken yazık ki acıları türlü çeşit çamura, yalana hadsizce bulandı. Hayat bir kez daha haykırdı; ben bu kadar da kirliyim işte diye.

Geçen hafta başı, her zamanki gibi, Çarşamba günü yayınlanması için bir yazı hazırlamıştım. Salı günü acı haber geldiğinde yazımı geri çektim ama itiraf edeyim; o denli büyük bir acı karşısında, rahat koltuğumda oturup iki satır yazmaya utandım. Ben, birçoklarının aksine sustum ve bana göre o anda yapılacak en iyi şeyi yaptım.

Şimdi acı hepimizin acısı. Yarın ateşin ucu değmeyenler için giderek olağanlaşıcak. Hayat eski halini alacak ve bir kez daha haykıracak; ben yoluma devam ediyorum diye.

Bir tek onlar; ersiz kalan kadınlar, oğulsuz kalan analar ve babalar ve en çok da babasız kalan çocuklar için acı yerinde kalacak, belki de hep yerinde sayacak. Her biri için hayat, başka hikayeler yazacak, başka sonlar hazırlayacak.

Ateşin ucu değmeyenler...

Ya hep konuşacaklar, ya hep susacaklar.

 

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar