Kutu kutu deste!

Senem Köksal

Eskiden çelik kapılar, kameralar, alarm sistemleri, akıllı evler falan yoktu. Evimizin bir omuzla yerle yeksan olacak kapısını kilitler, Allah'a emanet eder çıkar giderdik. Hoş biz öyle hemen gidemezdik çünkü annem iki kat aşağı indikten sonra beni tekrar yukarı yollar kapıyı kontrol ettirirdi. Annemin içi rahat etsin diye kapıyı elimle itekler, 10'a kadar sayardım. Hakikaten güvenlikte son noktaymışım!

Ha, içerde maden mi vardı, yoktu tabii ama herkesin eşyası kendine değerli ve elbette o değerli eşyaları korumak için kapı iteklemenin dışında yöntemler de vardı.

Top halinde yapılmış çoraplar, yüklükteki yorgan araları, döşeme içleri, elbise astarları, tencereler, toz deterjan paketleri ve daha hatırlayamadığım pek çok yer, yükte hafif pahada ağır ne varsa saklamak için birebirdi. Hiç olmadı artık yüzük, kolye, küpe ne varsa dertop edilip bir kese içinde boyunda taşınırdı. Meme arasına üç beş kuruş sıkıştırılırdı. Ne var ne yok döşek altına konulup, üstüne yatılıp uyunurdu. Sirkeden erimiş olsalar bile, turşu kavanozlarına inci kolye saklayan bile duydum. En kötü kadınlar dışarı çıkarken elde ne varsa takıp takıştırır, seyyar kuyumcu gibi dolaşırdı. 

Artık evleri daha güvenli hale getirmek için bir sürü yöntem var. Hoş güvenlik tedbirleri arttıkça, çalma teknikleri de güncelleniyor. Kapınızda 80 tane kilit bile olsa, hırsızlık kurumu dur durak bilmiyor, o kilitler çatır çatır açılıyor.

Kanımca açamayacakları tek kapı uçak kapısı!

Neticede biz de artık değerli eşyamızı, paramızı, pulumuzu ya evde tutmuyoruz ya da patlatılma ihtimalini göze alıp evin ücra köşesine yerleştirdiğimiz bir kasaya koyuyoruz.

En azından ben öyle yapıyorum.

Ama ne yalan söyleyeyim ayakkabı kutusuna para koymak hiç aklıma gelmemişti. Bir de kadın kafası başka türlü çalışır derler. Geçen hafta hep birlikte gördük, kimin kafası nasıl çalışıyormuş.

Bir kere hiç yaratıcı değil. Hırsız olsam ki Allah'tan değilim, bakacağım en son yer olur. Zira kabak gibi ortada duran bir şeyin içine niye para koysunlar diye düşünürüm.

Ben para koymak için cüzdanımı kullanıyorum, yeterli oluyor. İç kısımda iki ayrı göz, bir de bozukluk yeri, daha ne olsun. Varsa biraz birikmiş o da banka hesabımda.

Ha, evde ayakkabı kutusu yok mu, dolap dolusu. E sağlıklı bir kadınım, içkim az, sigaram yok, az biraz ayakkabım var. Dişi hastalığı işte, yapacak bir şey yok. Ama kutuları boş, dolu olanların içinde de ayakkabı var. Belki boşa çıkmış bir iki tanesinde de ıvır zıvır vardır. Ne bileyim incik boncuk, paket süsleri, kurdele falan filan. Ama para, hem de deste deste, yok vallahi.

Zaten elde avuçta olan parayı bir ayakkabı kutusuna koymaya kalksam en fazla bir babet kutusunu doldurur, o da belki.

Zira genel ahlaka uygun olarak çalışılınca ancak o kadar oluyor.

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar