Masal gibi bir hayatımın olduğu fikri, tamamen masaldır

Senem Köksal

Şu hayatta bildiğim tüm prenseslerin hayatının bir yüzü trajedi. Bakınız Pamuk Prenses, bakınız Lady Diana. Yukarıdaki cümlenin sahibi ise Prenses Grace Kelly. 

Ama bana kalırsa dünya üzerindeki hiçbir kadının hayatı masal gibi değil. "Prenses olma" hali kafalara öyle büyüleyici bir biçimde nakşedilmiş ki, prenseslerin acılı ekşili soslu hayatları sonunda bize, “iyi ki prenses olmamışım” dedirtiyor. Oysa kendi hayatlarımıza dönüp baktığımızda yaşadıklarımız arasında pek bir fark yok aslında. Hatta onlar bir de fazladan prensesler!

Neticede hemen her kadın, hayatlarının bir bölümünde kendileri olmaktan vazgeçebiliyor. Neleri kaybettiklerini bilmeden seçimler yapabiliyor. Aldatılıyor, yara alıyor. Her seferinde yeniden ayağa kalkıyor, duruyor ama genellikle hiç vazgeçmiyor. Dağıtmıyor, toparlıyor. Koparmıyor, birleştiriyor. Mücadele ediyor, direniyor. Yoruluyor ama pes etmiyor. Bazen erkeklere, bazen hemcinslerine, bazen de kendisine karşı geliyor. Korkuyor ama yüzleşiyor. Üstüne gidiyor ve ne yamandır ki elini vurduğu yeri iyileştiriyor, neye dokunsa güzelleştiriyor ve her ne yapıyorsa da başarıyor. Ama öyle, ama böyle. Kimi Grace Kelly gibi sarayında, kimi dört duvar arasında.  

Grace of Monaco, Cannes Film Festivali'nde hiç beğenilmemiş, aslına uygun olmadığı gerekçesiyle de saray tarafından boykot edilmiş. Ben bunları filmi izledikten sonra öğrendim. Zira koşulsuz izleyebilmek için filmleri seyretmeden önce yorumlara bakmamaya çalışıyorum. Valla onu bunu bilmem ama ben daha aşk yüklü bir hikâye beklerken, kadının fendi temalı hafif siyasi bir film izledim. Fena da bulmadım. Henüz izlemeyenlere de öneririm.

Memelere dikkat!

Ekim ayı, meme kanserinde farkındalık ayı. Bu sebeple, başta hastaneler olmak üzere pek çok kurum ve kuruluş meme kanserinde farkındalık yaratmak ve toplumu bilinçlendirmek üzere bir dizi etkinlik düzenliyor. Onlardan biri de dün başlayan İstanbul Uluslararası Meme Kanseri Konferansı. 2 Ekim'e kadar devam edecek konferans hakkında detaylı bilgiyi  HYPERLINK "http://www.breastanbul.org" www.breastanbul.org adresinden edinebilirsiniz. 

Vaktim yok, gidemem, uğraşmamam diyorsanız da en azından, 20'li yaşlardaysanız düzenli olarak kendi kendinizi muayene etmeyi ihmal etmeyin. Unutmayın ki meme kanserine yakalanan kadınların %90'ı hastalıklarını bu yolla teşhis etmişler. Şayet 40'lı yaşlardaysanız senede bir kez klinik muayene yaptırmanız ve eğer 50 yaşın üzerindeyseniz de iki yılda bir mamografi çektirmeniz gerekiyor. Doktora gitmek için bir şikâyetiniz olması şart değil. Ailenizdeki hiçbir kadının meme kanserine yakalanmamış olması sizin de yakalanmayacağınız anlamına gelmiyor. Zira meme kanseri dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri ve yapılan çalışmalara göre günümüzde her 8 kadından 1'i meme kanseri. Pek iç açıcı olmayabilirim ama dost acı söyler!

Sözün özü, tedbiri elden bırakmamakta fayda var. Ne demişler, kanserde erken teşhis hayat kurtarır. Ben randevumu aldım, lütfen siz de alın. Altın günü, avro günü gibi bir günü de meme günü yapın, kız kıza gidip memeleri kontrol ettirin. 

Kendinize ve memelerinize iyi bakın.

 

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar