Siz hiç Noel Baba'ya hediye almayı düşündünüz mü?

Senem Köksal

Ben değil düşünmek, kenarından bile geçmedim. Kendimi ve Noel Baba'yı bildim bileli hep bir şeyler istedim. Noel Baba bu sene bunu getirsin, şu sene şunu getirsin, getirsin de getirsin. Bir Allah'ın günü de demedim ki şu adamcağız için bir şey yapayım. Dedim ya, aklıma bile gelmedi. Ama 6 yaşındaki Derin'in aklına gelmiş, annesine gidip bu yıl Noel Baba'ya hediye almak istediğini söylemiş. Annesi, kendisi yakınım olur, bunu bana anlattığında "vay be" dedim, ne kadar yaratıcı bir çocuk. Üstelik sadece yaratıcı da değil, aynı zamanda ince de bir çocuk.

Hep diyorlar ya şimdiki çocuklar bir başka diye, galiba gerçekten de öyle. Aslında bence çocuklar her çağda bir başka ya da sadece oldukları gibi ama işte büyüdükçe bozuluyorlar. Bir zaman bir yerde okumuştum. Çocukların algıları o kadar açıkmış ki, herhangi bir ortamda, orada bulunan yetişkinlere nazaran çok değişik şeyler algılayabilirlermiş. Gördüklerinden ve duyduklarından çok farklı anlamlar çıkarabilir, bu sebepten de söyledikleriyle büyükleri şaşırtır, gülümsetirlermiş. Ama belli ki zaman içinde bir şey oluyor ve o zengin iç dünya züğürtleşiyor. Sonra gelinen nokta belli: Biz büyüdük ve kirlendi dünya!

Ama dünya da kendi kendine kirlenmiyor. Aslında olan şu: Saflık ve iyilikle kotarılamayan hayat, "amaaaan ha bir eksik, ha bir fazla" sloganıyla idame edilmeye başlanıyor. Peki, ondan sonra gelinen nokta ne? Kirlenmek güzeldir.

Yine de yılların odunlaştırdığı bünye, Derin'inki gibi hikâyeler duyduğunda gelecek için umutlanıyor. Etrafta güzel çocuklar var, belki güzel şeyler de olur diyebiliyor.

Harika ya da berbat, nasıl bir yıl geçirdiniz bilemem. Ama artık geçti. Bugünün sonunda hep umut var. Aslında her şey aynı da işte çaktırmayın, bizim umuda ihtiyacımız var.

Ve sevgili Noel Baba, rutini bozmayacağım. Senden yine bir şey istiyorum. E bilirsin can çıkar huy çıkmaz. Bir an gerçekten kendimi bir kenara bırakıp senden herkes için yaşanılası bir dünya istemeyi falan düşündüm ama sonra “yok artık” dedim. Zira istemenin de bir adabı var. Geçen hafta kırmızı bir palto beğenmiştim. Büyük al, seneye de giyerim. Derin’inki kadar değil ama bu kıyağımı da unutmazsın artık!

Herkese mutlu yıllar!

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar